Gönderi

Sorun sadece siyasal İslamcılar değildi elbette
Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği tarafından ihraç edilen komünizmin önünü kesmek gerekçesini üretmiş ve bu yolla Ortadoğu'da Islam kuşağı yaratmayı uygun bulmuştu. Siyasal dinci Emevilerin yeşil bayrağından ilham alınarak Yeşil Kuşak denilen bir blok oluşturuluyordu. Dinsiz ideoloji olarak ilan ettikleri komünizme karşısına, dinin kararlı savunucuları olan Müslümanları dikmek, Amerika'nın savunma stratejisinin bir parçası olarak daha 1945'lerde şekillenmişti. İşte CHP, Amerika tarafından önerilen antikomünizm planının ilk baslatıcısı olarak önemli bir görev yapmıştır. Komünizmle mücadele için öncelikle halkın dine olan bağımlılığının artırılması gerekiyordu. Bunun için de devletin, dini, eğitimin dışında tutan anlayışı değiştirilmeliydi. Devlet, din eğitimini bizzat yapmalıydı. Ayrıca, kapatılan tekkeler, dergâhlar, zaviyeler, yasaklanan şeyhlikler de serbest bırakılmalıydı. Çünkü bu küçük kurumlar, dinin en basit halini kitlelere ileten ve onların kafalarını dine göre biçimlendiren kuruluşlardı. Bu nedenle din adamlarına yavaş yavaş eski saygınlıkları verilmeli ve onların çalışma koşulları düzeltilmeliydi. Bütün bu çalışmalar, öyle komünizm gibi kapitalizmi de düşman ilan eden militan İslamcı bir çizgiye vardırılmadan ağır ağır ve yumuşak biçimlerde gerçekleştirilmeliydi. Bu planı kabul eden CHP, İkinci Dünya Savaşı'nın galip kanadindan Batı'yi temsil eden Amerika'ya teslim olmuştu. Bu yüzden Cumhuriyet'in kuruluş ilkelerini ve Atatürk'ün görüşlerini ayaklari altına alarak Türkiye'yi ilımlı dinle yönetme programını devreye soktu. Hedefe de komünizm elbisesi giydirdiği bütün ilerici düşün- celeri ve demokrasi taleplerini koydu. CHP'nin açık açık uygulamaya başladığı toplumu dinle kusatıp yönetme harekâtını beş yıl sonra iktidara gelecek olan Demokrat Parti (DP) devam ettirdi. Bu nedenle, DP döneminin Başbakanı Adnan Menderes'in, kendisini sıkıştıran partili milletvekillerini teskin etmek için söylediği, "Siz öyle güçlüsünüz ki isterseniz bu ülkeye hilafeti bile geri getirebilirsiniz" sözü, aslında o günkü CHP'nin dilinde dolaşan ama bir türlü söyleme firsatı bulamadığı bir sözdür.
·
36 görüntüleme
Mustafa Deniz Çakır okurunun profil resmi
Tabi buradaki alıntı çok önemli... Çünkü CHP'nin, Mustafa Kemal öldükten sonra ilericiliğini kaybettiğini ve Mustafa Kemal'in devrimlerine ve ilkelerine o öldükten sonra adım adım, yavaş yavaş karşı cepheden saldırarak bugün ki gericiliğin önünü açtığını ortaya koyuyor... Bu tarihsel gerçeklik bir çok namuslu aydınlarımız tarafından da dile getirilmiştir... 1950 ile birlikte çok partili sisteme geçişi hala "Demokrasi ve Hürriyet" olarak gören bazı aklı selim arkadaşlarımız o tarihlerden bu yana yapılan karşı devrimci hareketleri ya gözardı ediyor ya da hiç bilmiyorlar.. Bugün ise değişen hiçbir şey yok. Tam tersine CHP, özellikle BOP'un (BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİNİN) bir yandaşı olup bu sebeple içi tamamen boşaltılmış, vatana ve halka ihanet konusunda AKP, MHP, HDP ve diğer burjuva partileri ile adeta yarış içerisine girmiş durumda.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.