Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

424 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Heeeyttt Beeee Zorba Gibi Yaşa!
… bir gün , küçük bir köyden geçiyordum. Çok ihtiyar, doksanlık bir adam bana baktı ve ‘Ben, oğlum,’ dedi, ‘ölümsüz gibi hareket ederim.’ Karşılık verdim: ‘Bense her an ölecekmişim gibi davranırım!’ İkimizden hangimiz haklıydık patron? Alexis Zorba… hayatın sillesini yemiş, hatalarından ders çıkararak yaşamayı benimsemiş hepimizi kendisine imrendirirken kendi hayatlarımızı da sorgulattığı su götürmez bir gerçek. Peki bu özgür ruhlu, yarınsız, fütursuz çanak çömlek yaparken işine engel oluyor diye baş parmağını kesen, Zorba biz modern zamanın akışına kapılmış, oto-pilotta yaşamaya alışmış entelektüel ‘kağıt farelerine’ ne der? Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan! Zorba der ki; yazmaya başladıysan bitir onu, seveceksen çok sev, acıyı da dibine kadar yaşa, sevişiyorsan sonuna kadar. Ve iyilik yap sakın ola yarım bırakma çünkü ‘Kendini kurtarmanın tek yolu başkalarını kurtarmak için çabalamaktır.’ Ve en önemlisi kendini tanı; “Dünyadaki pek çok insanın esas sorunu, henüz kendisiyle tanışmamış olmasıdır.” der Zorba. Benliği tanımanın yolu yine sensindir, kimse seni senden daha iyi kimse tanıyamaz. Benliğini, yaşayarak keşfedebilirsin. Ben, anlatılamaz ve öğretilemez. Bu yolda doğru adımlar atmak en önemli unsurdur elbette. Doğru işi bulmak, doğru eşi bulmak ikigaiyi bulmada esastır. Yeni bir adım atmaktan korkmamalı insan. Hayal kurmalı elbet. Asıl olan hayalleri gerçekleştirmek için yerimizden kalkıp, başlamak. Gerçekten özgür olmanın yoludur hayal kurmak. ‘Hayır, özgür değilsin, dedi. Senin bağlı bulunduğun ip, öbür insanlarınkinden biraz daha uzun; hepsi bu kadar!’ Aman be Zorba… düşlerime de karışacak değiller ya(!) ‘Nasıl ki bitkiler seranın sıcak ve tropik ortamında hızla gelişirse, kuruntular da karanlıkta aynı gelişimi gösterirler. Endişeyle kıvranırken en karmaşık, en olmayacak kuruntular hızla kabus gibi her yanı kaplar ve kişinin soluk bile alamayacağı şekilde adeta boğazını sıkar. …aydınlık bir günde kabusların birbirini izlediği karanlık bir geceden çok daha sağlıklı düşünülebilinir.’ der Zorba. Geçmişi yargılamaktan, geleceği kurgulamaktan şimdiyi yaşayabiliyor muyuz sahiden? Peki bir başkasını yargılamaktan, kendimizi yargılamaktan ya da başkalarının bizi yargılamasından endişelenerek ‘etraf ne der’ diyerek başkasının gözünden yine kendimizi yargılamaktan içimizden geldiği gibi davranabiliyor muyuz? Ve kaçımız “Hiçbir şey ummuyorum; hiçbir şeyden korkmuyorum; özgürüm.” diyebiliyoruz. Ben köyün öğretmeniyim. Burada bir mermer yatağı olan Aleksi Zorba’nın, geçen pazar günü,saat altıda öldüğü yolundaki acı haberi size bildirmek için yazıyorum. Can çekişirken bana şöyle bağırmıştı: ‘Gel buraya öğretmen, demişti,Yunanistan’da filanca dostum var; öldüğüm zaman ona öldüğümü ve son anıma kadar aklımın tamamiyle başımda olup kendisini hatırladığımı yaz. Ne yapmışsam pişman olmadığımı da… Sağ olmasını dilediğimi ve artık akıllanması zamanının geldiğini de söyle ona. Eğer, herhangi bir papaz, günahımı çıkarmaya ve beni kutsamaya gelirse, ona defolup gitmesini ve lanetinin üzerimde olmasını istediğimi söyle! Hayatımda yaptım, yaptım, ve yine de az yaptım. Benim gibi adamların bin yıl yaşaması gerekirdi. Hayırlı geceler!’
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016,2bin okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.