Gönderi

80 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Korkumu dinlemek ister misin?
Elinize alır almaz bitirebileceğiniz, aynı zamanda da bir şeyler öğrenebileceğiniz bir kitap arıyorsanız. Bu kitap o kitap :) Bu kitap kısa seyahatlerinizde yanınıza alıp okuyabileceğiniz sade ve güzel bir kitap. Kitabı okumadan önce çok bir şey hissedeceğimi düşünmemiştim. Okurum bırakırım, zaten 70 sayfalık bir kitap dedim. Ayrıca yazar hakkında duyduğum eleştirilerden dolayı da pek bir şey beklemiyordum kitaptan. Ancak okudukça ne kadar yanlış düşündüğümü, yazara ve kitaba haksızlık ettiğimi anladım. Kitabı okurken bir korkum aklıma geldi. Beni gün gün bitiren hayatımı yaşanamaz hale getiren o korku... Olay şöyle: Artık başka birini seven, ancak yanındaki kişiden de ayrılmak isteyen bir kadın. Ancak bu kadın bir türlü ayrılmak için neden bulamıyor. Çünkü karşısındaki kişi, onu samimi bir şekilde seviyor ve kadının artık başkasını sevdiğini, artık onu sevmediğini bilmediği için suçu kendinde arayıp daha fazla ilgi gösteriyor. Bu ilgi, karşısındaki insandan kurtulmak isteyen biri için çok bunaltıcı, seven bir insan için ise mutluluk verici bir ilgidir. Bu süreçte, kadın ayrılmak için aradığı nedeni bulamayınca kötü davranmaya, kırıcı olmaya ve ters cevaplar vermeye başlıyor. Adeta kendinden soğutmak için çabalıyor. Ancak karşı taraf pes edecek, vazgeçecek gibi değil. Çünkü seviyor. Erkek sürekli kendinde suçu arıyor. Acaba ne yaptım neyi yanlış yaptım diye sorguluyor kendini. Ve sürekli terk edilmekten korkuyor. Belirsizlik var, yarın ne olacağı belli olmayan bir belirsizlik. Yarın çok sevdiğin insan seni terkedip, bütün hayallerinin yıkılabileceği ihtimali olduğu gibi her şeyin düzelme ihtimali de var. Bu belirsizlik, belirsizliği hiç sevmeyen, belirsizlikten nefret eden bir insan için hayatı adeta yaşanmaz hale getiriyor. Sürekli bir stres ve agresiflik var. Aynı zamanda da yoğun bir kaybetme korkusu. İşte o gün geliyor. Kadın hiçbir sebep göstermeden, gösteremeden terk edip gidiyor. Kadın artık huzurlu ve rahat. Çünkü başkasını sevdiğini, başkasıyla konuştuğunu saklamak zorunda değil. Böylece artık huzurlu ve mutlu oluyor. Çünkü artık yakalanma korkusu yok. Kadın böylece güya aldatmış olmayacak, bir zamanlar, "Bunlar nasıl insanlar nasıl aldatırlar?" diye hakaretler ettiği insanlara benzemeyecek. Erkek her şeyden habersiz mesaj atar. -Son kez de olsa konuşalım sesini duyayım. Yoğun ısrarlar sonucu kadın telefonla aramayı kabul eder. Ve aniden telefon çalar. Görüşme 5-6 dakika içinde kadının telefonu erkeğin yüzüne kapatmasıyla sonlanmıştır. Erkek şaşkın ve üzgündür. Aynı zamanda da kırgın. Çünkü her şey bitmiştir. Bir kaç dakika sonra erkeğin yanına telefon konuşmasının bittiğini gören arkadaşı gelir. -Arkadaş: Noldu ? -Erkek: Her şey bitti. Devamında da erkek şunları söyler: Bakma bir açıdan da iyi oldu. En azından sürekli kaybederim diye korkmuyorum. Artık belirsizlik ve korku bitti. İşte burdaki erkek benim. Bu olayın kitapla olan bağına gelirsek. Kitapta kadın eşini aldatıyor ve yakalanmaktan korkuyor sürekli. Bu olayda da sürekli yakalanmaktan korkan bir kadın ve sürekli kaybetmekten korkan bir erkek var.
Stefan Zweig
Stefan Zweig
korkuyu çok güzel tarif etmiş ve anlatmış. Kitabı okurken sürekli o korkuyla beklediğim günler geldi aklıma. Mesela korkunun şöyle bir tanımı geçiyor kitapta: "Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir." İnceleme uzun oldu biraz kusura bakmayın. Sonuna kadar okuyan korkumu dinleyen herkese teşekkür ederim.
Korku
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022104,4bin okunma
··
14 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.