Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

64 syf.
7/10 puan verdi
"Savaşmanın anlamsızlığını bir kez daha anlamak için…”
Yeni bir inceleme ile karşınızdayım ....yüreğinize dokunması dileği ile Yazarın çocuk edebiyatında olan bu kitabıyla yazar savaşın gülünçlüğüne dikkat çekiyor. Kitabın sonunda savaşla bir şey elde edemeyen iki halk, barışı sağlayarak bir arada yaşamayı öğreniyor. Yazarın dikkat çektiği bir diğer konu da kendimizden farklı olana göstermemiz gereken hoşgörü. Maurois, “Şişkolarla Sıskalar”ı aslında birçok gönderme barındırıyor içinde. İsminden de anlıyacağınız üzere şişkolar ve sıskalar başrolde Sıskalar, Kemikistan’da yaşayan bir halk. Sıskalar zayıflar. Hatta kelimenin tam anlamıyla bir deri bir kemik diyebiliriz onları için. Daracık uzun evlerde yaşıyorlar. Sıskalarla dolu olan Kemikistan’da bir tane bile şişman insanla karşılamazsınız. Farklı bir yer Kemikistan. Başkenti Kemikkent. Sıskalar da ülkeleri kadar ilginç insanlar. Onlar için en önemli şey zaman. Öyle ki birbirleriyle buluşacaklarında saati dakikayı hatta saniyeyi bile kararlaştırıyorlar. Kısacası çok dakik insanlar diyebiliriz sıskalar için Sonra, Zayıflama Bakanlıkları var. Ve bu bakan sayesin de yediği yemeklerin bile belirli kurallı var ilginç ve güzel bence (: Sıskalar, günde iki öğün yemek (her sabah ve her akşam saat sekizde) yiyorlar. Azıcık yedikleri yetmiyormuş gibi, bir de ayakta yiyorlar. “İnsan yaşamak için yemeli, yemek için yaşamamalı” düsturunu benimsemişler. Onlara göre rahatlık bir tembellik belirtisi. Çalışmayı hastalık derecesinde seviyorlar. Yalnız Sıskalar, sinirli ve biraz da kıskançlar.Nedenini tam kavrayamadım ama galiba tüm canlıların kıskançlığı bizim sıskaları da vurmuş . Şişkolarsa Göbekistan’ta yaşayan bir halk. Geniş, yuvarlak ve topa benzeyen evlerde yaşıyorlar. Şişkolarla dolu olan ülkede tek bir zayıf insan göremezsiniz. Ülkenin başkenti Göbekyurt. Göbekistan’da gezerken duvarlarda sık sık şöyle afişlerle karşılaşabilirsiniz: ‘Hoşhoş Çilek Suları, Tombalak Gazozları, Ballıreçel Pastaları’. Efendime söyleyeyim, sokak köşelerindeki makinelerin düğmelerine basınca çeşit çeşit içecekler akmaya başlıyor. Anlaşıldığı üzere istediği kadar yiyebiliyor Şişkolar. İsterlerse Toptop çorbası içiyor, isterlerse Şenkuzu pirzolası ya da Boldolma yiyorlar. Şişkolar üzüntü nedir bilmeyen insanlar. Güleryüzlüler ve her daim şen kahkaları yükseliyor sokaklarda. Her saat başında yemek yiyorlar ve yemekten sonra on beş dakika mutlaka şekerleme yapıyorlar. Kral Tostombul, Prens Şişgöbek ve diğer Göbekistan sakinleri mutluluk içinde yaşayıp gidiyor anlayacağınız. Nevi şahsına münhasır Şişkolar ve Sıskaların bir sorunu var. İki ülke arasında kalan bir adayı bir türlü sahiplenemiyorlar. Şişkolar adaya Şişka Adası derken, Sıskalar adayı Sısko Adası diye adlandırmakta ısrar ediyor. Şişkonun ‘şiş’imi yoksa Sıskanın ‘sıs’ı mı önce gelecek… Bu inatlaşma birbirini benimsemeyen Şişkolar ve Sıskaları savaşa sürüklüyor. Nedense bu savaşı fakir ile zengin savaşı olarak görüyorum... Fakat her şeye rağmen verdiği mesaj büyüleyici.... Savaşın gülünçlüğünü, kavgayla hiçbir şeyin çözülemeyeceğini anlatan bu roman dünyanın pek çok ülkesindeki çocukları büyüledi. Ama sadece çocukları büyülediğini düşünmüyorum. Çocuk edebiyatı olsa da yüreğine birilerin dokunduğuna ,birilerin okuduğunu ,okutuğunu düşünüyorum bende sizlere okumanız gerektiğini düşünüyorum... "Savaşmanın anlamsızlığını bir kez daha anlamak için…” ""Yüreğinize dokuması dileği ile...kitapla kalın...insan kalın...savaşmayın ,barışçıl olun...""
Şişkolarla Sıskalar
Şişkolarla SıskalarAndre Maurois · De Yayınevi · 1969588 okunma
··
118 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.