Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

225 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Dünya gözünü açabildiğinde aldanmış olduğunu gördü...
Gözlerinizi kapatın, bir hayal kuralım haydi… 18’inde genç bir delikanlısınız, yetişkinlik ile çocukluk arasındaki o dönemin bütün tuhaflıkları üzerinizde; sivilceler yüzünüzü sarmış, bıyıklarınız yeni terlemiş, sesiniz patlak borazan gibi… Kızlarla bakışmanın ötesine gidememişsiniz; işiniz gücünüz, bütün derdiniz şöyle onları etkileyecek havalı bir şeyler yapabilmek. Yoksul mahallenin yoksul çocuklarısınız; anne-babalarınız bütün gün nefes almadan çalışıp anca akşamın rızkını çıkarabilen, çalışmaktan elleri parçalanmış, belleri bükülmüş, erken çökmüş kadersizler; ama siz gençsiniz; gücünüz, isteğiniz, hayalleriniz var; bambaşka, parlak günler bekliyor sizi. Okulda öğretmenleriniz size kahramanlık hikayeleri anlatıyorlar; topraklarınızı genişleten büyük hükümdarlar var süslü kıyafetleri, asaları ve keskin bakışları ile kitabınızın kapağını süsleyen; büyük komutanlar var omuzlarında apoletleri, göğüslerinde sayısız süslü madalyaları, kahramanlık hikayeleri ile rüyalarınıza giren; nice zaferler, sizin canınızı, malınızı, namusunuzu korumak için yapılan… Öyle hamasi ki nutuklar hayran olmamak, etkilenmemek mümkün değil; bu yoksul hayattan çıkıp insan nasıl kahraman olur başka türlü? Bir de bakmışsınız, okul arkadaşlarınızla yan yana cephe yolundasınız. Anneniz arkanızdan ağladı diye duyduğunuz utancın üzerinden çok zaman geçmemiş, acemi ocağındaki şaşırtan sertliğe rağmen erkek olmanın gururunu hissetmişsiniz; o yarı çocuk aklınızla, arkadaşlarınızla birlikte bilinmedik bir maceraya atılıyorsunuz diye ne sevinçli, ne mutlusunuz… Derken, gerçekler tokat gibi çarpıyor yüzünüze!!! Bombardıman, keskin nişancılar, vızır vızır geçen mermiler, gaz bombaları arasında; gökten kan, irin, vücut parçaları yağar, savaş uçaklarının sesi genç çığlıkları bastıramazken siz bir siperden diğerine, içgüdüsel, sadece hayatta kalabilmek amacıyla koşuşturuyorsunuz şimdi. Karnınız aç, üstünüz başınız pis, dökülüyor, soğuk içinize işlemiş. Her an pes edebilirsiniz bu sefalette, ama birkaç arkadaşınız var ya birlikte geldiğiniz, onlar hayatta tutuyor sizi. Barakalarınıza dönünce bu rezilliği anında unutup ne de güzel sohbet edeceksiniz; kağıt oynayacak, kızlardan bahsedecek, yarım sigara ya da bir parça sucuk için cezayı göze alıp neler neler yapacaksınız… Eski hayatınızı çoktan unuttunuz, zira unutamayan burada kalamaz, yaşayamaz. Ailenizin yerini bu sizin gibi bıyığı yeni terlemişler grubu aldı şimdi; birlikte güven içinde, birlikte mutlusunuz. Ama, adı üstünde savaş bu. Gençlerin ölüm arenası… Arazide zaiyatlar arasından sürünüp siperinize giderken bu birlikteliğin sonsuza kadar sürmeyeceğinizi siz de biliyorsunuz. Biliyorsunuz, ama üzerinde düşünmüyorsunuz; zira düşünen de burada kalamaz, burada yaşayamaz. Adına savaş denilen; tarih kitaplarında okurken gözünüzün önüne pırıl pırıl geçit yapan ordular, büyük komutanlar, güçlü kahramanlar, gururlu bakan mutlu yüzler ile gelen bu insan kıyımının esasında ne büyük bir vahşet, ne büyük sefalet, acımasızlık olduğunu, sıradan insanların hayatlarının masa başı kararlarla nasıl geri dönülemez şekilde değiştiğini, savaşların en kötüsünü cephede yaşamış bir üstattan okumak isterseniz bu kitap tam size göre… Esas kahramanların, her şeye rağmen umutlarını kaybetmeyen bu sıradan gençler olduğunu anlamak, dostluğun eşsiz mutluluğunu hissetmek ve yaşadığınız her yeni güne şükretmek isterseniz bir hafta sonunuzu ayırın, bu güzel eseri sakin, okuyup bitirin derim.
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)Erich Maria Remarque · Everest Yayınları · 20203,283 okunma
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.