Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İsra ve Mi'rac
İsra ve Mi'rac hem ruh hem de bedenle gerçekleşmiştir İlk nesil ve daha sonra gelen müslümanların çoğunluğu bunda ittifak etmişlerdir. Nevevi, Sahih-i Müslim'in Şerhi'nde demiştir ki: "İnsanların çoğunluğu, selefin büyük bir bölümü, yakın dönem fıkıh, kelam âlimlerinin genelinin üzerinde bulunduğu gerçeklik, Rasulullah'ın bedenen Mi'rac'a götürüldüğüdür. Bu konudaki naslar selendiğinde, görülecek olan hakikat budur. Bu nasların zahirinin dışına cıkılabilmesi, ancak delil ile mümkün olabilir. Hâlbuki ortada te'vile ihtiyaç hissettirecek böyle bir delil yoktur." İbn Hacer de Sahih-i Buhari'ye şerhinde diyor ki: "İsra ve Mi'rac aynı gecede, uyanıklık halinde, ruhen ve bedenen gerçekleşmiştir. Hadis, fikıh ve kelam âlimlerinin çoğunluğu bu görüşü benimsemişlerdir. Sahih haberlerin zahirleri de bu konuda birleşmektedirler. Bunlardan yüz çevirmek doğru olmaz. Çünkü onda akılın muhal sayacaği bir durum yoktur ki, te'vile gerek duyulsun." İsra ve Mi'rac'ın, beden ile ruhun birlikte olduğuna dair ihtimale yer bırakmayan bir delil de, zikrettiğimiz gibi Kureyş müşriklerinin bu olayı önemsemeleri, haberi şaşkınlıkla karşılamaları ve yalanlamada acele etmeleridir. Çünkü mesele, sadece bir rüya meselesi olsaydı ve Resulullah [s] onlara olayı böyle haber verseydi, onların bu olayı şaşkınlıkla karşılamalarına, gözlerinde büyütmelerine ve inkâr etmelerine gerek kalmazdı. Çünkü rüya âleminin sınırı yoktur. Üstelik bir müslüman da bir kâfir de böyle bir rüya görebilir. Eğer iş böyle olsaydı, elbette, müşrikler Resulullah'ı susturmak ve meydan okumak maksadıyla ondan Beyt'ul-Makdis'in özelliklerini, kapılarını ve sütunlarını sormazlardı. Bu mucizenin nasıl gerçekleştiğine ve aklın bunu nasıl değerlendirdiğine gelince, kâinat ve hayat mucizelerinden her mucize nasıl gerçekleşiyorsa o da öyle gerçekleşmiştir.
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.