Gönderi

112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Bir namus cinayetini tüyleriniz ürpererek anbean yaşarsınız bu kitapta, farklı anlatıcıların parça parça anlatımlarını birleştirip nihayetinde büyük resmi kafanızda oluşturarak. Kitabın en başında okuyucuya açıklamış olsa da yazar kaçınılmaz sonu, öyle bir ustalık ve kurguyla anlatır ki hiç sıkılmadan heyecanla çevirirsiniz sayfaları. Varlıklı bir aileden gelen Bayardo San Roman kasabanın fakir ve güzel kızı Angelo Vicario’yla dillere destan bir düğünle evlenir. Ancak düğün gecesi gelini bakire olmadığı gerekçesiyle anne babasının evine geri getirir. Bu namus belasına yol açan kişinin “Santiago Nasar” olduğuna dair güçlü (!) bir kanıt vardır: gelinin ağzından “dünyada ve öteki dünyada birbirine karışmış onca ad arasından çıkan” adı. Ailesi gelinin abilerine namus temizleme görevini verir, kasap olan abiler bıçaklarını aldıkları gibi Santiago Nasar’ı aramaya koyulurlar. Her karşılaştıkları kişiye “Santiago Nasar’ı öldüreceğiz!” demeleri namus lekesinden aklanma çabası ve hatta mahcup duruma düşmeden cinayetin birileri tarafından engellenmesi için bir haykırıştır. Ancak toplumun büyük çoğunluğunda “bilinçli vurdumduymazlık” kök salmıştır. Bu haykırış karşısında kimisi “Namus meselesi beklemez.” diyerek adeta cinayeti destekler, kimisi bunun “sarhoş palavrası” olduğunu düşünür ya da böyle düşünmeyi daha kolay bulur, kimisi (kasabanın din adamı) bunu “kendini değil, sivil yetkilileri ilgilendiren bir sorun” olarak görür, kimisi (belediye başkanı) “olayın üzerine gitmek için acele etmeye gerek duymaz”, kimisi de “ruhunun derinliklerinde onu öldürmelerini istediğini” düşünür. Sonuçta Santiago Nasır katiller tarafından öldürülür ama bu cinayette kasabanın büyük çoğunluğunun da farklı ölçeklerde olsa da payı vardır.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 201378,5bin okunma
·
1 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.