Gönderi

128 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
Shakespeare’in Venedik Taciri hukukçuya ne anlatır ?
Venedikli Tacir Antonio’nun arkadaşı Bassanio’nun sevdiği kıza kavuşabilmesi için paraya ihtiyacı vardır. Bunun için yahudi bir tefeciye giderler ve para karşılığı senet verirler. Ancak senet üzerinde dikkat çeken bir şart vardır. Eğer bu para süresi içinde ödenmezse Antonio’dan ‘bir okka et’ kopartıp alacaktır. Antonio’nun ise gemileri seferden gelince bu paranın çok daha fazlasını kazanacağını bildiği için hiç tereddüt etmeden basar altına imzayı. Ama olacağı var ya, gemileri batıverir Antonio’nun ve tüm parası gemileriyle beraber karanlığa gömülür. Arkadaşı Bassonio, sevdiği kıza kavuşmuştur kavuşmasına ancak senedin sahibi bedelini ister. Ancak asıl amacı para değildir. Zira yufka yürekli ve isteyene faizsiz borç paralar veren Antonio, tefecilerden nefret etmekte ve daha önce yahudi tefeciye de ‘köpek’ diye belki de hakettiği bir hakarette bulunmuştur. Yahudi tefeci para değil canını istemektedir Antonio’nun. Konu mahkemeye taşınır. Ancak kanunlar o kadar işlevsiz kalmıştır ki, ‘senette imza altına alınan şart ne ise onu ister, mahkeme de bunu icra eder’ diye bir kanun vardır. Ancak akıllı ve adaletli hakim tefecinin niyetini idrak eder. Tefeciye dönerek ; ‘Senette ne isteniyorsa o, yani sadece bir okka et alınacak. Bir damla bile kan akmayacak, çükü senette kan alacak diye bir kayıt yok’ diye cevap verir. Tabi ki kan akmadan bir insanın kesilmesinin mümkün olmadığını bilen hakim, tefeciyi şoka uğratır. Kaldı ki aynı kanuna göre bir hristiyan Venediklinin kanını akıtan da aynı kanuna göre cezayı hakedecektir. Adaletli Hakim, paranın birkaç katını teklif edilmesine rağmen kabul etmeyen yahudi tefeciyi, aynı kanunlara dayanarak öyle bir hale getirir ki, Atonio’nun canına kasteden yahudi tefeci, mahkemeden malının yarısını hakim kararıyla kaybetmiş şekilde mahcubane ayrılır. (Bilindiği üzere bizim kanunlarımızda para borcundan dolayı hapis cezası dahi yasaktır.Ancak konumuz bu olmadığı için bu kısmı atlıyorum.) Shakespeare’in defalarca tiyatro sahnelerini şenlendiren bu ölümsüz dramasında aslında aşkı, dostluğu anlattığı gibi bir bakımdan da hukukun nasıl olması ve nasıl uygulanması gerektiğini de bizlere izah eder. Shakespeare aslında bize kanunların mükemmel olamayacağını anlatır. Zaten biz bunu iddia edemeyiz, zira her yıl defalarca değişen kanun maddelerimizin adedi hiç de yadsınamayacak kadar fazladır . Ama birinin mükemmele yakın olması gerekiyorsa o da kanunun uygulayıcıları olan hakimler, savcılar ve avukatlardır.(Mükemmel demiyorum dikkanizi celbederim.) Kanunu hakkaniyet ve somut olay adaletine göre yorumlayacak ve uygulayacak olanlar onlardır. Yahudi tefecinin zahiren bakılırsa istediği hakkıdır. Ancak kanun kisvesi altında yapmaya çalıştığı, Antonio’nun canını almaktır. Derdi ne para ne de senettir. Tek istediği kendi alçaklığını yüzüne vuran bu mert adamı habis bir nefretle ve kanunları araç edinerek katletmektir aslında. Buna biz hukukta ‘hakkın kötüye kullanılması’ da diyoruz. Yargıç da tam bu hakkı kötüye kullanmayı gördüğü anda kanunu kullanarak ama hak ve adalet için yorumlayarak bu alçak adamı rezil eder ve hakettiği cezayı almasını sağlar. (Hakimin rezil etmesini değil hakettiği cezayı vermesini göze alın lütfen.) Bu müthiş eserden çıkaracağımız çok dersler var belki ancak naçizane bir hukukçu perspektifiyle bakarsak, alacağımız ilk öğüt belki de kendimizi sadece birkaç kanun maddesinin uygulayıcısı olarak görmemek ve her olay özelinde adaleti ve hakkaniyeti tesis etmek görevinde olduğumuzu bilmektir. Hukukun uygulayıcıları olarak hakimlerin zaten yüzyıllardır bilinen somut olay ve hakkaniyet sorumlululuğu gibi kavramları göz ardı etmeyip dağıtıcı adaleti el üstünde tutmaları ve kanunu, kural veya şartları art niyetle dolanmaya çalışanları da hakettiği oranla tecziye etmeleridir. Elbette bu sanatsal ve edebi eseri bu bakış açısıyla okumak biz hukukçuların karşı konulmaz iç güdüsünden ileri geliyor. Lakin herkes kendine göre bu hikayeden çok dersler çıkarabilir. Örneğin bir dost, Antonio gibi, hayatını arkadaşı için ortaya koymayı öğrenebilir. Bassonio gibi aşıklar da sevdiği kadın için bu kadar zahmete katlanmayı. Ama bir hukukçu da şunu anlar, iyi bir hukukçu olmak kanunu papağan gibi ezberlemekle değil, onu adalet ve hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde iyi uygulamakla olur. Öyle ki, hakim sadece kanunu o haliyle uygulasaydı, tefeci de kanunu silah olarak kullanıp mahkeme huzurunda bir cinayet işlemiş olacaktı.
Venedik Taciri
Venedik TaciriWilliam Shakespeare · Helikopter Yayınları · 201610.8k okunma
·
8 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.