Gönderi

504 syf.
·
Not rated
İsyan Günlerinde Aşk Bugün bu kitabı ele almak istedim...Buna daha önce kitaptan yazdığım şu alıntı sebep oldu; Ahmet Altan demiş ki: "Ölüm herkese adım adım yaklaşıyordu ve kimi alıp götüreceği belirsizdi." Tıpkı bugünlerdeki halimiz gibi..aslında bu durum sadece bugünler için geçerli değil. ölüm yaşamın belki de en gerçek olgusu, kaçınılmazı, hakikati...fakat insanoğlunun bu gerçeği çok da umursamadan yoluna devam etmesi, hiç ölmeyecekmişcesine, hayatı kurcalamadan, bir oyunun içinde, oyunun bir gün sona ereceğini düşünmek istemeden yoluna devam etmesi garip değil mi?? korona şu sıralar ölümün somutlaşmış hali .. ama yine de kendimize konduramıyoruz bu hali ..sadece yakınlarımizı kaybederek eksilerek hayatın içinden geçip gidiyoruz .. :( "Ya bir sabah kavuşmalı ya da kavuşamayacak olanlar hiç karşılaşmamalı" roman bu seremoninin etrafında gelişen farklı bireylerin farklı aşk hikayeleriyle zenginleştirilmiş ve aynı zamanda ||. Abdülhamit döneminde yönetime el koyan İttihat ve Terakkinin toplumu yeniden şekillendirme çabasının anlatıldığı tarihi bir kesit sunuyor okuyucusuna ... İnsanın hayat olduğu, insan varsa hayatın var olduğu- yoksa yok olduģu...canın mayasının aşk olduğu çok güzel bir şekilde kurgulanmış roman kahramanlarıyla...Yazar olayların geçtiği dönemi titizlikle ele almış. Bu da inandırıcılığı arttırarak okurun o dönemlere gitmesine zamana yolculuk etmesine yol açmış . Romanı okurken dikkat çekici alıntılar yapmışım bunlardan biri de ; "Bu halk cahildir Ragıp, sen de biliyorsun. bunlara biri din elden gidiyor dedi miydi bunlar sokağa dökülür" bu cümle etkiledi beni ..tarih gerçekten tekerrürden ibaret çünkü merkezinde insan var..o yüzden insan akıllı olmalı ..Tarih boyunca dini kendi kötü emellerine alet etmek isteyen kişiler iktidarlar düşünürler olmuştur ve olacaktır...Bunun akılda en kalıcı örneği İslam tarihindeki Kerbela olayıdır. Burda Yezit, Hz. Hüseyin'in kendisine biat etmesini istemiş halkı islamiyetin bekası tehlikede diyerek galeyana getirmiş ve din elden gitmesin diyenler Hz. Hüseyin'i şehit etmiştir...Romanda din elden gidiyor denilerek halkın kışkırtıldığı ve hareket ordusunun isyanı bastırarak ||. Abdülhamit'in tahttan indirildiği 31 Mart vakası kurgulanarak kaleme alınmış. Kötü ellerde din ideolojisinin yeri gelince güçlü bir silaha dönüşebileceği okura sergilenmek istenmiştir...Alıntı yapmışım "insan sevmeyen Allah'ı sevemez" herşeyin merkezine kendini koyan insan maddeleşmiştir, dünya koca bir bendir onun için insanı sevmez ya da çıkarı ićin sever veya seviyormuş gibi yapar kendini kandırır en ćok da çevresine zarar verir, kendi hep doğrudur çünkü.. eğilmez bükülmez hep diktir...Romanın bi yerinde "herkes bir başkasının kaderiydi" der ve ekler yazar " Yaradan sanki hepimizi birbirimize bağlamış birimiz kıpırdayınca hepimiz kıpırdıyoruz" .. :) Yine romandan bir cümle.. "bir insanı öldürmek için önce sesini öldürmek gerekir" çünkü bizden farklı düşüneni sevmeyiz herkes bizim gibi düşünsün isteriz o yüzdendir sesini öldürmek ićin farklı olanı toplum dışına itmeye, gizlemeye hapsetmeye çalışmamız..çünkü onu öldürmek için yok saymak için konuşmasını, yazmasını engellemek gerekir, gereklidir, elzemdir... ve aslında bu kitabın beni etkileyen sarsan bende iz bırakan yanı romanın sessiz kahramanı Hediye' nin romanın sonundaki gidişidir.. beklenmedik bu gidiş etkileyici bir bitiştir...Hediye bir cariyedir ve Hikmet beye aşıktır..Hikmet bey de Hediye'yi sever ama, amalar çoktur kavusmalarına engel ..Hıkmet Bey'in Hediye'ye GEL demesine hayat izin vermez GİT demesine de kalbi...ama Hediye gider romanın sonunda...Okuru en cok etkileyen de kitabın akilda kalmasına sebep olan da bence bu gidiş..Ama anlatımın, cümlelerdeki naifliğin ve kurgunun da hakkinı yememek lazım :) bu korona günlerinde okunması şiddetle tavsiye edilir iyi geceler
İsyan Günlerinde Aşk
İsyan Günlerinde AşkAhmet Altan · Can Yayınları · 20013,023 okunma
·
17 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.