Gönderi

Âkif'in Mısır'a gitmesiyle ilgili çeşitli yorumlar yapılmış kimileri devrimlerden rahatsız olduğunu, kimileri de şapka giymemek için gittiğini söylemiştir. Meselâ Hasan-Ali Yücel, Âkifi hiç fütursuzca "İnkilâb yürüyüşünün döküntüleri" arasında kalmakla niteler: "İstiklâl mücadelesinden sonra Mehmed Akif, cemiyette gördüğü değişmelere inanmadı ve inanmadığı için de uymadı. Beş-altı sene memleketten uzak yaşamasının sebebi budur. Çünkü onun cemiyet telâkkisi geri idi. Halbuki kurtuluş zaferinden hızını alan inkilâb duramazdı. Bir muharabede sıkı bir yürüyüş zarureti hâsıl olduğu zaman, bacaklarında kudret olmayanlar, döküntüler arasında kalırlar." Agâh Sırrı Levend de benzer bir yorum yapacak ve şairin "sosyal inkilabları kavrayabilecek bir ufuktan yoksun olduğunu" söyleyecektir: "İstiklal savaşına feragat ve sadık bir vatanperver olarak katılan Akif, mücadelenin ilk safhalarında önemli bir yer alır alacak, ilk Millet Meclisi'nde mebus sıfatıyla bulunacak kadar bu büyük hareketi takib etmiştir. Ancak birbirini takib eden sosyal inkilablar, onun aleminin üstünden aşacak kadar ileri ve ona uzak idi. Bu his, yabancı diyarların elemine katlanmayı göze alacak derecede ona kuvvetli geldi." Şüküfe Nihal ise ifadelerinde daha pervasız ve hiç kuşku yok ki çok daha insafsızdır: Onun nezdinde Âkif, "hurafelere takılmış bir adam"dır. "Âkif'in Türk inkilâbına tek bir hizmeti yoktur. O, bilakis, bizim kanımız pahasına yarattığımız inkilâb'ın eserlerini beğenmeyerek bu toprakları bırakıp gitmiştir. Başından, yine bizim malımız olmadığı söylenen fesi çıkarıp yerine bir başka biçimde bir çuha parçası geçirmeyi bir din, bir ahlak meselesi yaparak yurdunu, milletini bırakan, hurafelere takılmış bir adam.
Sayfa 146 - Kapı, 2013
·
8 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.