Gönderi

152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kısa hikayeler, hatıralar ve tespitlerden oluşan bir kitap. Kadın-erkek ilişkileri temelli bir konusu var. Ahmet Altan, erkeklerden yana pek açık vermezken; kadınların bütün sırlarını ortaya dökmüş. Sakladığımız duygularımızı, acılarımızı, düşüncelerimizi bir bir ifşa etmiş. Beni şaşırtan, kadınları bu denli inceliklerine kadar çözebilmiş bir adamın; kadınlara böyle nahif ve objektif bir bakış açısıyla yaklaşabilmesi. Kadınları aşağılamadan, küçümsemeden, köleleştirmeden, metalaştırmadan sevebilmesi.. Kadınları kusurlarıyla yüceltmesi.. Hatta fiziksel ve duygusal kusurların en sevilesi şeyler olduğunu düşünmesi.. Kitabı okurken kendimi bir kez daha sevdim. Bazı hikayeler çok vasat, ama bazıları muazzam derecede güzel. Okurken tüylerimi diken diken eden pek çok hikaye oldu. Tanıdık yüzlerle, yazarlarla, olaylarla karşılaşıyorsunuz. Bazı yazarların hiç bilmediğim yönlerini öğrendim. Ayrıca bir kaç film tavsiyesi de aldım. Zevkle okuduğum ve bana kendimi iyi hissettiren bir kitaptı. Tavsiye edilir.. Okuyacaklara iyi sarsılmalar diliyorum.
Kristal Denizaltı
Kristal DenizaltıAhmet Altan · Alkım Basın Yayın · 20051,836 okunma
··
238 görüntüleme
Barbaros okurunun profil resmi
Yazınızın ikinci paragrafında Ahmet Altan’ın kadınlara bakış açısı var. Kadınları küçümsemeden, hor görmeden sevdiğine, nahif davrandığına dair. Bundan pek emin olamıyoruz genelde. Yazarken teorik olarak ince ruhlu olabilen insanlar gündelik hayatta bir hayli farklı olabiliyorlar. Taraf’ta genel yayın yönetmenliği yaparken Oya Baydar, Ahmet Altan’ın ataerkil davranışlarını, toplantılarda kadınlara pek söz hakkı vs. vermediğini iddia edip gazeteden ayrılmıştı. Ahmet Altan istifa ettikten sonra da geri dönmüştü bunları anlattığı bir yazı yazıp. Konuşmakla davranmak maalesef aynı olmuyor. Altan da belki böyledir.
Melike okurunun profil resmi
Kesin bir bilgi sahibi olmamakla birlikte, haklı olduğunuzu düşünüyorum. Genelde kadına "güzel bakış" sadece sayfalarda kalır. Bir yazarın kendini allayıp pullamadan anlatmasına pek sık rastlamıyoruz. Bukowski, Celine, Miller gibi bildiğim bir kaç istisna var, fakat yazdıklarıyla çelişen yazarlara aşinayız genelde. Benim sevdiğim de aslında Altan'ın kadını edebî olarak yorumlama biçimi. Edebiyatta aksi örneklere çok rastladığımız için, kurgu da olsa bu bakış açısını seviyorum.
Mehmet Y.