Gönderi

228 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Hiçbiryer’e Dönüş, öyle bir roman ki ana karakterle hiç ortak noktanız ve tecrübeniz olmadığı halde kitapla güçlü bir bağ kurabiliyorsunuz. En azından benim için kitabın genelinde öyle oldu. İyi edebiyatın da sırrı burada saklı değil mi? Oya Baydar’ın çok mahir bir dili var bu anlamda. Kitap, politik nedenlerle yurtdışına sürgüne gitmek zorunda kalmış bir kadının dönüşünü anlatıyor ilk bakışta. Ayrıca ana karakterin gözünden İstanbul ile ilgili “yeni” olan her şey üzerine kurulmuş bir toplumsal eleştiri tarafı da var kitabın. Devrimciliği, savunulan idealleri, yenilgileri, uğruna vazgeçilenleri vurguladığı kısımları ise yazarın belki de kendi hayatına çevirdiği eleştirel bakış açısından dolayı çok cesur ve samimi bulduğumu söylemeliyim. Öte yandan, zaman zaman tekrara düşen anlatım, anlatıcının bunalımlı gelgitleri ve kitabın genel kasvetli havası okumamı zorlaştırdı. Bunu da kabul etmem gerek. Belki de yaşamakta olduğumuz bu günlerde uzaklarda sürgünde olmak, gidememek, dönememek, kavuşamamak ve dönünce aradığını bulamamak temaları beni zaman zaman bunalttı okurken. Eee ne demişler; bazı kitapları okumak için doğru vakti bilmek gerekir. Demişler miydi sahi? Demedilerse de hadi ben demiş olayım. Fakat kitapta iki bölüm var: ana karakterin çocukluk arkadaşlarının anlatıldığı ve mavi yolculuk hakkında olan; sadece o bölümler için bile okunası bir kitap olduğunu söyleyebilirim. O yüzden siz bana aldırmayın, Hiçbiryer’e Dönüş’e bir şans verin. Hamiş: “Hiçbiryer”i aynen yukarıda yazdığım gibi birleşik ve özel bir isim gibi kullanmayı tercih etmiş yazar. Bunu da kitabı okuyunca anlıyorsunuz çünkü o “hiçbiryer” içinde birçok farklı anlam barındırıyor. Kitap, esasında başlığındaki bu tezatlık üzerine kurulu zaten.
Hiçbiryer'e Dönüş
Hiçbiryer'e DönüşOya Baydar · Can Yayınları · 2017255 okunma
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.