Gönderi

Yemeğini didiklerken, “Oturabilir miyiz?” diye soran Kübra, elinde tepsisi ile ayakta bekliyordu. “Tabii.” Kübra ve Selin’in oturması için eliyle izin verdi. Yeni yıl, beraberinde yeni terfileri de getirmişti. Hâlen de getirmeye devam ediyordu. Dikim şefi Çağla, deneyimleri ile ürün geliştirme bölüne daha çok katkı sağlayacağı inancıyla terfi ettirilmişti. Kız çok yoğun çalışıyordu ve eskisi gibi görüşemiyorlardı. Onun yerine, iki hafta önce dikim şefi olarak Selin’i atamışlardı. Bölümü daha da güçlendirmek için dikim ekibinin başına müdür olarak Kübra işe alınmıştı. Yasemin, kalkmaktan vazgeçti. “Tebrik ederim Selin!” dedi, yemek yemelerini izlerken. “Çok teşekkür ediyorum Yasemin Hanım.” “Memnun musun?” Konuşma çabası nezaket icabı idi. İkisini de yakından tanımıyordu. Tanımak istediğine de emin değildi. Ama madem aynı masada oturuyorlardı, sohbet etmenin sakıncası yoktu. “Biraz heyecanlıyım ama evet, memnunum.” “Memnun tabii. İnsanları yönetmek zevkli bir iş, bir yerde. Ben mesela; her akşam başımı yastığa koyduğumda, ‘bugün insanları çekip çevirdim, onlara emir vererek iş yaptırdım, kendimi dinlettim’ diyerek mutlu oluyorum. Kısacası ben, hükmetmiş olma hazzını seviyorum. eminim o da sevecektir.” Yasemin, “hadi canım!” diye düşündü. Asla böyle bir yanıt alacağını kestirememişti. Kaşlarını yukarı dikerek: “Hiç olayı bu şekliyle değerlendirmemiştim. Böyle düşünmen çok ilginç! Sanki kölelerden bahsediyormuşsun gibi. Sonuçta onlar insan ve onların da duyguları var. Bunu asla unutma. Onlar sadece işlerini yapıyorlar.” Kendini onların sahibi zanneden karşısındaki kadına baktı ve ona acıdı. “Diploma sahibi bir cahil!” Ne kadar toy, ne kadar sivri ve birçok erdemden yoksun, hayatın henüz çok başında. Hayat, bu kadar sivrilmeyi kabul etmez, onu er geç törpülerdi. Bu tür insanlar bazı duygu, görüş ve bakış açılarını kendi başlarına geliştirememiş zavallılardı. Bir kız ya da kadın, ailesinden, okuduğu kitaplardan, gittiği okullardan, öğretmenlerinden; merhameti, empati kurmayı, anlayış göstermeyi ve şefkat duygusunu öğrenemediyse, hayatın ta kendisi ona kendi yöntemi ile öğretiyordu. Bir kadın gerçekten ham ise eğer, olgunlaşması için ilk önce evlenmesi sonra da çocuk sahibi olması bir derece onu ehlileştiriyor, eğitiyordu. Bazılarını küçük yaşta, bazılarını ise hayatlarının son deminde… #şengüzelşen #onur #okuyorum #kitap alıntısı
·
1 artı 1'leme
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.