Gönderi

İdeoloji, bizi kendisinin “doğruluğuna” ikna etmesi amaçlanan, ama aslında ikrar edilmemiş, tikel bir gücün çıkarlarına hizmet eden bir öğreti, bir fikirler, inançlar, kavramlar topluluğudur. Habermas’a göre ideoloji sistematik olarak çarpıtılan bir iletişimdir. İkrar edilmeyen toplumsal çıkarların etkisiyle “resmi” kamusal anlamını gerçek niyetinden ayıran bir mesafenin bulunduğu bir metin; yani metnin açık sözcelenmiş içeriği ile pragmatik önvarsayımları arasında üzerinde düşünülmemiş bir gerilimle karşı karşıya olduğumuz bir metin.554 İdeolojinin en temel tanımı herhalde Marx’ın Kapital’deki şu cümlesidir: “Bilmiyorlar, ama yapıyorlar”. İdeoloji kavramının kendisi bir tür temel, kurucu naifliği içerir. Kendi önvarsayımlarını, kendi fıili koşullarını yanlış-tanımayı, toplumsal gerçeklik denilenle bizim ona ilişkin çarpıtılmış tasarımımız, yanlış bilincimiz arasındaki bir mesafeyi, bir ayrılığı içerir. Bu tür bir “naif bilinç”in eleştirel-ideolojik bir işleme tabi tutulabilmesinin nedeni budur. Bu işlemin amacı, naif ideolojik bilinci kendi etkin koşullarını, çarpıtmakta olduğu toplumsal gerçekliği tanıyabileceği ve tam da bu sayede kendi kendini feshedeceği bir noktaya götürmektir. İdeoloji eleştirisini daha incelikli versiyonlarında-örneğin Frankfurt Okulu’nun geliştirmiş olduğu eleştiride mesele sadece şeyleri (yani toplumsal gerçekliği) gerçekte oldukları gibi görme, ideolojinin çarpıtıcı gözlüğünü çıkarıp atma meselesi değildir: Aslolan gerçekliğin kendisini bu ideolojik mistifikasyon denen şey olmadan yeniden üretemeyeceğini görmektir. Maske sadece şeylerin gerçek durumunu saklamamaktadır: ideolojik çarpıtma tam da bu durumun özüne yazılmıştır.555 M
··
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.