Gönderi

136 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Toprak Ana
Aytmatov'un sarsıcı romanlarından birisi olan Toprak Ana'da, erkekleri askere alınan bir Kırgız köyünde geride kalanların yaşadıkları ve savaşın yıkımı anlatılıyor. Hayata dair umutları, arzuları ve hayalleriyle yaşayıp gitmekte olan köy halkı, gelen savaş haberiyle sarsılır. Çünkü gelen bu haber, hayatlarını altüst edecek, köyün erkeklerini kendilerinden koparıp cepheye gönderecektir. Tolgonay'ın önce kocası Suvankul, daha sonra üç oğlu Kasım, Maysalbek ve Caynak cepheye gönderilmiş, hiçbiri de geri dönmemiştir. Evinin erkeklerinin verdiği ayrılık acısı yetmemiş gibi, onların yokluğunun getirdiği ve kadın haliyle göğüslemesi gereken zorluklarla, yokluklarla boğuşmak zorunda kalmıştır. Oğlu Kasım'ın yeni evlendiği eşi Aliman'la baş başa kalmıştır. Uzayıp giden savaşın getirdiği ağır yüklerle uğraşırken sonunda gelinini de kaybetmiş, tek torunu Canbolat'la hayata tutunma mücadelesi vermiştir. Aytmatov'un bu romanındaki büyük başarısı şuradan kaynaklanmaktadır: Topun, tüfeğin, tankın olmadığı bir anlatımla, savaşın cephe gerisindeki insanlara yaşattığı yıkımı okuyucusuna derinden hissettirmektedir. Romanın en etkileyici sahnelerinden birisi; Tolgonay'ın, gelini Aliman'la birlikte oğlu Maysalbek'i görmek için tren istasyonunda beklemelerinin anlatıldığı bölümdür. Ortalığı kasıp kavuran kar fırtınası içinde saatler boyunca geçen her trende oğlunun olduğunu düşünüp peşinden koşmakta, ancak oğlunu görememektedir. Sonunda, oğlunun sesini duyar ve bir an için görür. Sevilen birisini bir an için görebilmenin, yaşadığını anlamanın insan hayatında ne kadar değerli olduğunu bize canlı tablolar halinde anlatan bu sahne, Aytmatov'un Cengiz Han'a Küsen Bulut adlı eserinde de işlenmiştir. Abutalip Kuttubayev, bindirildiği trenle kendisini soruya çeken savcı ile birlikte soruşturmanın sonuçlandırılacağı yere götürülmektedir. Bu sırada tek düşüncesi, belki de bir daha göremeyeceği eşi ve çocuklarıdır. Ancak bir ümidi vardır. Çünkü bindirildiği tren, ailesinin yaşadığı istasyondan geçecektir. Vagonun küçük penceresine yapışır ve bütün dikkat ve enerjisini vererek bakar ve ailesini görür. Artık mutludur. Abutalip Kuttubayev de Maysalbek de ailesini bir daha göremeyecektir. Bu bir savaştır ve cephede ölümüne çarpışanlar yanında, asker kaçakları da bulunmaktadır. Cevşenkul da bu kaçaklardan birisidir. Cepheden kaçmış, yaşadığı köyün yakınlarında bir yere sığınmıştır. Ancak bu kadarla kalmayacak, acı ve yokluk içinde kıvranmakta olan bu insanlara bir darbe de kendisi indirecektir. Aytmatov, bu asker kaçağı motifini, Yüz Yüze adındaki hikayesinde de işlemiştir. İsmail, cepheden kaçmış, yaşadığı köye dönmüştür Barındığı yerde karısı tarafından ihtiyaçları karşılanmaktadır. Ancak o da rahat durmayacaktır. Yokluklar içinde yaşayan, çocuklarına verecek sütü bile olmayan komşusunun gebe ineğini çalacak ve bu ineği kesecektir. Bu hırsızlık onun sonunu getirecek, karısı tarafından ihbar edilecektir. Aytmatov, bütün eserlerinde kendisinin de mensup olduğu Kırgızlara ait folklör unsurlarını çok başarılı bir şekilde kullanır. Bu romanında da Toprak Ana motifiyle kendi geleneğini sürdürür. Tolgonay, zaman zaman işledikleri tarlaya gidip orada Toprak Ana ile sohbet eder, dertleşir. Toprak Ana, hem Tolgonay'ın hem de o köyde yaşayanların ve daha önce nesiller boyunca orada yaşamış olanların bütün acılarının, sevinçlerinin, umutlarının şahididir. Toprak sürülüp ekildikçe, mahsül alındıkça o insanlarla birlikte mutlu olmakta, acılarına üzülmektedir. Bilgedir, adı gibi anaçtır. Dert ortağıdır. Yaşamanın, verimliliğin sembolüdür. Milyonlarca insanın hayatına mal olan ikinci dünya savaşında yaşananları Cengiz Aytmatov gibi eserlerinde işlemiş olan bir diğer büyük yazar da Kırım Türklerinden Cengiz Dağcı'dır. Onun eserleri hem cephede yaşananları hem de Kırım'ı anlatır. İnsanların yaşadıkları acıların edebi eserlere yansıması, onlarda yer bulması; bizden önce yaşamış olanların geride bıraktığı emanetin sahibine ulaşması demektir ve çok önemlidir. Cengiz Dağcı da Cengiz Aytmatov da Kırgız ve Kırım Türklerinin olduğu kadar aslında insanlığın tamamına ait olan bu ortak emaneti güçlü eserleriyle edebiyata mal etmiş, milyonlarca insan tarafından okunmasını sağlayarak görevlerini yerine getirmişlerdir. Bu eserin bendeki çağrışımlarından birisi de askerliğini İkinci Dünya Savaşında seferberlik zamanında İstanbul Şile'de topçu çavuşu olarak yapmış olan rahmetli babamdır. Elbette o zaman Türkiye tarafsız olduğu için cephede savaş olmamış ama sürüp giden savaşın bütün zorluklarını hem cephedekiler hem de cephe gerisindekiler fazlasıyla yaşamışlardır. Benim için bol çağrışımlarla yüklü bu güçlü romanın okunması ve burada kırık dökük ifadelerle düşündürdüklerini anlatmaya çalışmamın zeminin hazırlayan Oğuzhan Saygılı hocama, ayrıca Kitap Şuuru Hareketine katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum. #kitapsuuru hashtag' Kitap Şuuru İnsanlık Şuurudur
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261.8k okunma
·
14 views
Kitap Şuuru okurunun profil resmi
Abi, yorumunu okudum, çok güzel. Yorumlamaya devam et bence.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.