Bu kitabı anlamak için modernizm, postmodernizm gibi akımları bilip bunlarla ilgilenen yazarlara ve yazım tarzlarına da hakim olmanız gerekir. Bu kitap İngilizce olarak, İstanbul Üniversitesi’nde edebiyat dersinde okutuluyor. İlk kez ben de bu sayede tanıştım yazarla. Güzel bir postmodern roman örneği. Kitap çoğunlukla tüketim toplumu ve Amerikan toplum yapısını eleştiriyor. Herkesin kendisini bir birey olarak değil, kullandığı ürünlerin markaları üzerinden tanımladığını anlatmaya çalışıyor. Kitapta, postmodern romanların öne çıkan özelliklerinden biri olan parodi bolca var. Ben getirdiği eleştiriyi ve yazarın tarzını çok sevdim. Bunu okuduktan sonra da yazarın başka bir kitabı olan Otomatik Piyano’yu aldım. Umarım o da ‘Şampiyonların Kahvaltısı’ kadar güzeldir.