Gönderi

304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
KİTAP TAVSİYEM "KRİZANTEM" / "İlhami Akan" ALINTILAR Gelen gideni aratır, Gelen insanlar,giden insanları,Gelen günler giden günleri,Tuhaf olanıysa,giden gelmez,gelen gider... Çiçek,hazan mevsiminde açsın,yapraklar sararsın dökülsün ziyanı yok.Lâkin eğer yüreğinin yaprakları dökülmeye başlamışsa,işte o zaman bil ki,gelmiştir ömrünün sonbaharı... Çok çabuk büyümüştüm.Hayatımda güzel günler hiç olmadı diyemem,ama çabuk bitmişti... Çocukluk, masumiyettir.Keşke dünyayı çocuklara verebilseydik...İşte o zaman ne darbe olurdu hayatımızda,ne de muhtıra... İslam miraçtır,ülkü sancaktır.Mukaddes yoldan dönen alçaktır... Ülkücü,ülkesine ve ülküsüne aşkla bağlı olan bir vatanseverdir... Ben şayet iyi biriysem,iyi olarak yaratıldığımdandır,kötü biriysem,bu,hayatın ve sizin başarınızdandır (!)... Devrim doktrini,herkesin inancına saygılıdır.Din ritüellerde değil,beyindedir,inanç Tanrı ile kul arasındadır... Gerçekten sağcı ya da solcu,ülkücü ya da komünist olmak zorunda mıyım? Ampulün verdiği aydınlık,içimizdeki karanlığı ortadan kaldıramıyor,buzdolabının verdiği serinlik,kalplerimizdeki ateşi söndüremiyordu... Karanlık olmadan aydınlık,gece bitmeden sabah olmaz... Umut,insanoğlunun en önemli hazinesidir... Dağların altında bile olsa,nasibin gelir seni bulur... Kader,ağlarını örmüşse,kula düşen de kendisine biçilen kaftanı giymekti... Hayat öyle garip ki, Mesela öleceğini bile bile yaşıyorsun... İbadet,ibadet edilen için yapılır.Başkalarının gözüne sözlüğün ibadet,ibadet değil,riyakârlık olur... Ben de bilirdim gül bahçesinde öten bir bülbül olmayı,Fakat o kadar büyük çöp dağları vardı ki etrafımda, Ötsem sesime yazık, Gül diksem güllere yazık... Eğer bir lezzeti ya da duyguyu daha önce hiç tatmamışsan,onu yaşamamışsan,kendi ruh dünyanda yabancı olduğun yeni bir şeyler hareketleniyorsa,bil ki tehlike içindesindir.Bu tehlike,bilinmezlikten,belirsizlikten,meçhullerin dünyasına adım atmaktan gelir... Bu,biricik kimsem uğruna,kimsesiz kald ığımdır... Bilirdim,tanırdım;bilirdim tanırdım Bilememişim,tanıyamamışım... Üstelik hiç bilinmemişim,hiç tanınmamışım... KİTAP HAKKINDA Bazı hayatlar hazan mevsimine doğuyor,hazan mevsimini yaşıyor ve yine hazan mevsiminde son buluyor değil mi?Tıpkı Krizantem çiçeği gibi.Sizde biliyor musunuz sonbahar da pat diye açan kasımpatıyı?İşte onun bir başka adı Krizantem...Peki hikâyemizle ne alakası var derseniz,onu da ancak okuyunca öğrenebilirsiniz... Bir devrimci kızla,bir ülkücü gencin hikayesi aslında bu kitap... Muhtıra zamanına denk gelmiş bir çocukluğun,düşüncelerinde özgür olsa da,düşüncelerini belirleyen yaşadıklarında özgür olmayan bir gençliğin hikâyesi... "Mustafa'nın hikâyesi" Mustafa Okul müdürü Hayri Bey ve Çiçek sevdalısı Gülsüm Hanım'ın biricik oğulları.Küçük bir köyde yaşıyorlar ve Mustafa En yakın arkadaşı Metin'i,bakkal Osman amcayı,Şerife teyzeyi,Salih ağayı,köyün dolmuşu namıdiğer Karakaçan'ı çok seviyor. Babası Bulgaristan göçmeni ve okumuş nadir insanlardan ,annesi kanaatkâr sevgi dolu insanlardan biri.Akşamları lüks lambalarının ışığında,babası kahveye ya da camiye gidip geldikten sonra toplanıp güzel vakitler geçiren,sohbet eden neşeli insanlar... Lâkin bu neşeleri bir süre sonra Karakaçan dan inen babasının,pazar çantasının en üstüne koyduğu gofretli çikolatanın tadı gibi kısa sürüyor ve Hayri bey alkol almaya,eve geç gelmeye ve annesini dövmeye başlıyor.Büyüklerin araya girmesiyle de düzelmeyen Hayri Bey,okula da alkollü gidince açığa alınıyor ve kısa süre içerisinde de siroz hastalığından ölüyor... Babasının ölümünden sonra koyden birkaç kişi annesine talip olunca şehre,dayısının yanına taşınıyorlar.Gelin görün ki orada da bazı nedenlerden ötürü(okuyunca çok üzüleceksiniz)barınamayınca ayrı eve taşınmak istiyorlar.Lakin çocukluğu muhtıraya,gençliği sokaklarda sağ_sol kavgalarına denk gelen Mustafa ve annesi bu zor ülke şartlarıyla mücadele edemiyor ve annesi ,dayısının aracılığı ile Harun müdür ile evleniyor.Evleniyor da evliliği de ülke olayları gibi inişli çıkışlı gidiyor.Bir akşam Harun müdür den duyduğu kamçı gibi bir sözle evi terk ediyor ve bir daha da geri dönmüyor. İki evliliğinde de hazan mevsimi yaşayan Gülsüm Hanım,evine geri dönse de Mustafa öğrenci yurduna yerleşiyor ve orada tahsiline devam ediyor.Bu sırada ülke de komünistler,ülkücüler,sağcılar,solcular,din,siyaset ağırlıklı sohbetler Mustafa'nın aklını karıştırıyor.Hatta yurtta bir grup öğrenci tarafından dövülüyor.Yani Mustafa hayatın onu sürüklediği noktaya,ezelde biçilen rolünü oynayarak gidiyor... Derken,bu çaresiz günlerinde omzunda bir dost eli hissediyor ve Alparslanla tanışıyor.Meslek Lisesinin ülkücü gençler lideri Alparslan...Bu arkadaşlık Mustafa'nın ülkü ocakları ve Muhsin Reis ile tanışmasına sebep oluyor.Ve bu sebep ilerleyen yıllarda birçok konuda onları kader ortağı yapıyor.Tüm bunlar yaşanırken ülküsünün fedaisi Turancı Mustafa ,Devriminin sevdalısı Devrimci Sevda'ya aşık oluyor...Sevda mı? Sevda da bu aşkı karşılıksız bırakmıyor ve hikâye burdan sonra başlıyor.... Sevda,bir sevdanın devrimiyle devriliyor mu? Gençler,niçin birbirlerine mektup yazıyor? Sevgileri kardelen çiçeğine benzeyen gençler,birbirinin hercaisi mi oluyor? Mustafa'nın burnunu kim kırıyor? İki farklı bölümde okuyan üniversiteli gençler hangi bölümlerde okuyor,nasıl karşılaşıyor? Musatafa'nın tuttuğu notlar ne notu? Mustafayı Muhbir,ajan olarak görenler kimler? Sobadan zehirlenip ölen çift kim? Ülke'de hangi tarihlerde,hangi önemli olaylar yaşanıyor? Metin e ne oldu? Gülsüm Hanımın son durumu ne? Sahildeki kız çocuğu kim? İşte tüm bu soruların cevabı ve daha fazlası kitapta saklı Bir devrimci kızla,bir ülkücü gencin tek kalp oluşu mu? Hayatlarının çepeçevre kuşatılması mı? Okuyunca siz karar verin. Devrimin ve ülkünün hasret,gurbet,sevgi,gözyaşı,özgürlük ve tutsaklık adımlarını sayın... Kitabı mutlaka okuyun ""Lütfen sevdiklerinize kitap hediye edin"" Yazarımız İlhami Akan 'a, Çınaraltı yayınlarına teşekkür ederim Tavsiye ederim Sevgiler ZeHra Gaylan
Krizantem
Krizantemİlhami Akan · Çınaraltı Yayınları · 201945 okunma
·
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.