Gönderi

Evrene sadece atom yığını olarak bakan bilimin insana biçtiği nihayi değer bir araya gelmiş atom yığını şaka gibi. Tek yaptığı şey tıpkı bir kitabı inceleyip raporunda şu kadar sayfadan oluşmuş, şu kadar mürekkep kullanılmış şu kadar ağırlıktan diyor yani kitaba kitap olarak değil de madde olarak bakıyor ve böylelikle cehaletine cehalet katıyor. Şunu soruyorum insanı bu şekilde tanımlamak hangi insanlığa sığar? Gelin görün "seküler bilim" insana ve evrene bu şekilde muhattap oluyor! Insan bilgisinin bu bir alanını araştırırken araştırmadığım konular hakkında sayısız kesin yanıtlar aldım: Yıldızların kimyasal bileşenleri hakkında, güneşirı Herkül takımyıldızına doğru olan hareketi hakkında, türlerin ve insanın ortaya çıkışı hakkında ve de eterin ölçülemeyen sonsuz derecede küçük parçacıkları hakkında. Ancak bu bilgi alanında "Hayatımın anlamı nedir?" sorusuna alabildiğim tek yanıt şuydu: "Sen 'hayatım' dediğin şeysin, sen parçacıkların rastlantı sonucu bir araya gelmesirıden oluşan geçici bir şeysin. Bu parçacıkların karşılıklı etkileşimleri ve değişimleri sende 'hayatım' dedi-ğirı şeyi oluşturmaktadır. Parçacıklar bir süre daha bir arada kalacak, sonra bunlar arasındaki etkileşim duracak ve senin 'hayat' dediğin şeyirı de, sorularının da bir sonu gelmiş olacak. Sen rastlantısal olarakbir şeyin küçük bir parçasısın. O küçük parça mayalanmakta. Küçük parça bu mayalanmaya 'hayat' adını veriyor. Parça bütünden kopacak, mayalanma ve de bütün sorular son bulacak." Bilimin aydınlık alanı bu şekilde yanıt veriyor. Ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kaldığı müddetçe de başka türlü yanıt vermesi mümkün değildir.
·
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.