Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 28 hours
Amak-ı hayal, hayalin derinliklerine yolculuk. Aynalı Baba ve Raci ile birlikte dokuz günde gezilen binlerce âlem, varlık ve yokluktaki teklik, tek bir kişi, yüzlerce sûret. Özellikle düşünmek için yeterli vaktimiz olduğunda ya da herhangi bir meşguliyetimiz olmadığında ve elbette gençliğimizin ilk çağlarında aklımıza düşen birtakım sorular vardır. Madde nedir? Ruh nedir? Varlık nedir? Biz şu an var mıyız yoksa bir hiç miyiz? Nereden geldik ve nereye gitmekteyiz? Mutluluk ve huzur nedir? ve sâir sorular... Bazı zamanlar kendimizce bulunan cevaplarla yetinilir, çoğu zaman bu soruların ağırlığını hissettikçe çıldırma noktasına gelinir. Raci'de tam çıldırmışlığın evresinde karşılaşır Aynalı Baba ile. Yaşıtlarından daha akıllı, entelektüel, okur-yazar lâkin onun da bir türlü cevabını bulamadığı sorular var. Kitapta da geçer; Hayvan yükü kadar kitap okuruz, birçok şey öğreniriz lâkin bunun sonucunda her şey belirli bir noktaya ulaştığında elimizde ne kalır? Hiç, kocaman bir hiç! Varlığımız sıfır noktasına ulaştığında ya hiçizdir ya da hep. Aynalı Baba için hiç ve hep aynıdır, tektir ve birdir. ... Batıl veya semavî olsun birçok din ve inanışta rûh ön plandadır. Öyle ki dinler bedenlerimiz için değil ruhlarımız için vardır esasında. Bir müslüman inancının gereğini neden yerine getirir? Bedenini güzelleştirmek için mi? Hayır. Esas amacı rûhunda huzuru hissetmek ve Yaratıcısına şükrünü eda edebilmek içindir. Bir budist yokluk tepesine yani nirvanaya ulaşmak için nefsinden ve zevkinden vazgeçmeyi göze alır. En sevdiği yiyecekleri görmez gözü, şehvetinden ve arzusundan vazgeçer. Materyalist düşünce ile baktığımızda yapılan bunca şey insanın kendisine yaptığı zulümden başka bir şey değildir. Lakin olayın diğer penceresi vardır ki orada olaylar tümden farklıdır. Raci'deki esrârı ortaya çıkaran, rûhundaki keşfiyata eşlik eden Aynalı Baba kimdir peki? Şu meşhur deli ama veli olanlardan. Meskeni bir mezarlık. Küçük bir kulübe, bir cezvesi, sazı, neyi ve aynası ile yaşayan ve yaşatan kişidir Aynalı Baba. Kulağına taktığı ayna parçalarından mütevellit ismi böyle kalmıştır. Meczup demiştik ama herkesten daha akıllı olduğu kesindir. Çünkü nerede deli olması gerektiğini gayet iyi bilir. Öyle ki bu durum bir zâtın dikkattini çektiğinde Aynalı Baba'ya bir sualde bulunur: 'Efendim, herkesten daha akıllı iken niçin deli gibi davranarak insanların sizle dalga geçmesine izin verirsiniz?' Aynalı Baba'nın cevabı bellidir: 'Ben insanlardan o kadar çok ihanet gördüm ki, onlara kötülük etmemek şartıyla bu şekilde rahat bir yaşam sürmeyi daha uygun buldum.' O hâlde meczupluk bir kaçış, belki de bir arayış yöntemidir. ... Kitabı toplamda dört kez okudum ve dördüncü okuyuşumun sonunda bir şeyler yazabilme cesaretini kendimde buldum. İlk okuyuşumda her şey kapalıydı, hiçbir şey anlamamıştım. Daha sonra tasavvufa olan ilgimi pekiştirdiğimde aslında kitabın bana açıldığını gördüm. Lâkin bazı yerler hâlâ karanlıktı. Son okuyuşumda ise bilmenin ağır yükü omuzlarıma konuverdi. Bilmek ve olmak ile okunan kitabın lezzeti bambaşka. İlk okumada hamdım sonra piştim ve yandım. İsterim bu kitabı herkes okusun. Lâkin önce olmak ve dahi bulmak gerekiyor. Derûni keşif ancak o zaman başlayacak. Muhabbetle.
A'mak-ı Hayal
A'mak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Pozitif Yayınları · 201117k okunma
··
314 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.