Gönderi

524 syf.
10/10 puan verdi
"YERYÜZÜ LANETLİLERİ , KALKIN AYAĞA!!.."
Devrim aydınlık ufuklar ister. Hep biraz daha ötesini görmeye sevdalıdır. Devrim direnç ister, azim ister, inat ister. Devrim inanç ister güzel günlerin geleceğine dair. Işsizliğe, yokluğa, sefalete ,diktatörlüğe karşı; "Ekmek, barış, özgürlük!" hayallerinin yeşerdiği bir Ekim fırtınasında savrulmadan dik durabilecek yürek ister. Çaresizliğinden güce dönüştüğü, çeliğe su verildiği yerdeyiz. Yıl 1917.. Beyaz Ordu'ya karşı Bolşeviklere kucak açmış, yorgun, aç ve tükenmiş bir ulusun, yokluğun son raddesinde silkinip ayağa kalkmasının öyküsü, yakın tarihin önemli bir kesitini gözlerimizin önüne seriyor. Asıl enteresan olan şu ki, bu kızıl yangının ortasında, henüz yirmi yaşındayken gözlerini kaybeden yazarımızın anlattıkları bizim gözlerimiz oluyor. Ben onun yüreğinin kanatları olduğuna inanıyorum. Dünyanın dört bir yanında sesine yankı bulmasının sebebi yalnızca bu olabilir. Ücretsiz sağlık hizmetinden Toprak Kararnamesi'ne kadar eşitlik,özgürlük, kardeşlik çizgisinde bir bir gün yüzüne çıkan umutlar, Lenin'in sert politikalarına rağmen, devrimi doğuran ve çocukları gibi sahip çıkan halkın sesinde soluk, gözünde ışık, heybesinde ümit olurken, bütün bunlara sahip olabilmek için ödedikleri bedeller, ruhlarının en savunmasız yanına çakılıp kalıyor.. Bütün dünyanın sol yanında deli gibi çarpan bir umut oluyor devrim. Hülyaların en muştulusu, hayallerin en kızılı.. Ezilenlerin doğrulup silaha sarıldığı, dünyanın baştan sona değişeceği iklim gelmiştir artık. Hedef demir gibi bir halk yaratmaktır. Ostrovski'ye bu satırları yazdıran da devrimdir. Devrimci kimliğinin gölgesinden kaleminin de faydalanması, onun bu koşuda hiç durmadan ilerleyeceğini gösterir. Tıpkı kitabın sonunda, kahramanımız Pavel'in kitabının basılacağı haberini duymasıyla hayata yeniden dönmesi gibi..böyle bir kitabın sonunda, bu kadar duygulanacağımı tahmin bile edemezdim.. Pavel öyle bizden, öyle candan ki okurken kendimizi onun yerine koyup, duygusal anlamda fazlaca yükselme ihtimalimiz çok yüksek. Kendimizi yazarın kelimelerine bırakmamız yeterli. O; acıyı, soğuğu, kavgayı, savaşı, isyanı, aşkı, devrimi..her şeyi bütün olarak gözlerimizin önüne seriyor. Ah..ki ben her seferinde onun görmeyen gözlerini hatırlıyorum.. Bu sebepten bu kitap bir otobiyografik roman özelliği taşıyor. Yirmi yaşında felçli ve kör olan yazarımız yine yirmi yaşında felçli ve kör olan Pavel'de hayat buluyor. Ikisi de yazarak hayatta olduklarının ayrımını varıyorlar. Ve anlıyoruz ki aslında yazmak, en büyük devrimlerden biridir. Ve Çeliğe Su Verildi, Ostrovski'nin baş koyduğu kavgasına en büyük armağanıdır. Mutlaka ama mutlaka okuyun. Ve sorun kendinize; "Hayat denen orospuyu yenmek için ne yaptın? Ne yaptın kırmak için bu demirden çemberi?.." Keyifli okumalar..:)
Ve Çeliğe Su Verildi
Ve Çeliğe Su VerildiNikolay Ostrovski · Gün Yayınları · 1967677 okunma
··
822 görüntüleme
Neşe okurunun profil resmi
İncelemeni okurken yıllar öncesine gittim. Neredeyse aynı hislerle okumuşuz kitabı. Çok güzel aktarmışsın. Çok güzel ifade etmişsin. Ömrüne sağlık Liliyar.🌸🍀❤️
Liliyar okurunun profil resmi
Kitap doğrudan damardan hücum ediyor. Galiba ondan. :)) Çok teşekkür ederim. ❤❤
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.