Asıl mesele bence insana dayatılan üreme, çoğalma baskısı. Çocuk sahibi olmamanın yahut olamamanın hep toplumsal bir çıban olarak sunulması, ve kusurun ilk etapta kadında aranması, üzerine kuma yahut kumalar getirilmesi, dövülmesi, aşağılanması... Düşünce biçiminimizin kadını bir kuluçka makinası olarak görmek dışına çıkmadığı, dahası doğma-doğurma eyleminin ontolojik anlamını kavramadıkça sorun büyüyerek devam edecektir.