Gönderi

80 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Bir eliniz yağda bir eliniz balda yaşayıp gidiyorsunuz. Dünya arzularınıza, iştahınıza, emrinize amade, önünüze serilmiş. Yediğiniz önünüzde yemediğiniz arkanızda, rahat mı rahat bir hayat sürüyorsunuz. İsteklerinizin yerine gelmesi için öyle lambayı okşayıp cini çıkarmaya uğraşmanıza da gerek yok. Cin zaten hemen yanı başınızda. Varlık içinde yüzüyorsunuz ama hava sizi boğuyor. Vücudunuz istem dışı kasılıyor,eliniz, kolunuz, bütün alet edevat size fazlaymış gibi geliyor. Yerleri iğreti geliyor, toplayıp hepsini birden bir avadanlığa doldurmak istiyorsunuz. Ama nafile… Derdiniz huzursuz hayat sendromu. Refah içindeyken, bolluk içindeyken ortaya çıkıyor. Başlarda tüketerek, arsızca her şeye saldırıp sahiplenerek, bitmek tükenmek bilmez bir iştahla yiyerek geçireceğinizi sandığınız rahatsızlık, önce bünyenizde sonra da ruhunuz da gaz yaparak kocaman bir boşluk oluşturuyor. Bünyenizde ki boşluğu popunuzdan nefes vererek sönümlüyorsunuz ama ruhunuzda ki boşluk yerli yerinde durarak rahatsızlık vermeye devam ediyor. Tok açın halinden ne anlar derler ya burada işler biraz tersinden işliyor: Aç tokun halinden hiç anlamıyor. Sebep ; aç, zaten ömrünü karın boşluğunu ile doldurmaya çabalamakla geçiriyor. O boşluğu sadece açlıktan kıvrım kıvrım böğüren midesinin gurultusu ile fark ediyor. Hemencecik bir tabak kuru fasulye ve pilav ile doldurarak kapatıyor boşluğu. Zaten ömrü, karın boşluğunu doldurmakla geçtiğinden ruhun boşluğunu fark etmiyor bile. Ona göre ruhun boşluğundan mütevellit huzursuz hayat sendromunun tek sebebi vardır: Rahat batması. Haksız da sayılmaz. Bolluk, refah ve mutluluk içinde yüzen bu eşhasın, ruhi boşluktan kaynaklı tahriş olması aslında aç açısından oldukça tahrik edicidir. O daha bir tabak kuru fasulye, bir tabak pilav bulamamış ve karın boşluğunda ki gurul gurul gürleyen sefil açlığı dizginleyememişken,tokun ruhi bunalımdan sızlanması haksız tahrik kapsamında ele alınmalı ve cezai indirim uygulanmalıdır. Tahrik gücü yüksek, belirtileri apaçık bir mide guruldaması şeklinde beliren fiziki açlığın giderilmesi hayati önem taşır. Çünkü varlık yokluk meselesidir. İnsanın ve insanlığın birincil meselesidir. Dolayısı ile tahrik gücü yüksek açlığın hayvani dürtüsü ile yapılan her hukuk ve insanlık dışı fiil bir nebze anlayışla karşılanır ve karşılanmalıdır da. Ya diğerinin , tokun tahrik olması hoş karşılanabilir mi? Asla! Bırakın bir tabak kuru fasulye için, mutlu olmak için bile en ufak çaba harcamaya ihtiyacı olamayanların tahrik olmaya hakları var mı? Sadece meşgale bulamamaktan mütevellit can sıkıntılarını gidermek için, bütün zırh ve silahlarını kuşanarak çıkmış oldukları hayat arenasında amaçsızca sağa sola yalpa vururken, bütün amaçları çırılçıplak zırhsız, silahsız olarak çıktıkları hayat arenasında ayakta kalmaya uğraş verenleri yere yıkmalarına anlayışla mı bakacağız? Elbette hayır. Eğer ille de can sıkıntısından silkinip, yeniden yaşadıklarının farkına varmaları için adrenaline ihtiyaç duyuyorsa ; bu eşhası,zırhsız, silahsız,aç-biilaç hayat arenasının ortasına çırılçıplak itmek en doğru hareket olur. Kitaba Dair; Mesleğinde oldukça başarılı bir avukatla sekiz yıllık mutlu bir evliliği, sağlıklı çocukları, mutlu ve rahat bir yaşamı olan İrene, mutluluk ve rahatlığın ayartıcı yumuşaklığına kapılıp bir gönül macerasına atılır. Kendisini genç sevgilisinin kollarına bıraktığı, genç sevgilisinin evinden ayrılırken sevgilisinin arkadaşı olduğunu iddia eden bir kadın tarafından evin çıkışında yakalanır. Yakalanan kadının elinden, eline bir miktar para tıkıştırarak kurtulan İrene, kadının kendini bir daha bulamayacağından emin olarak evine döner. Ama kadın onun izini bulmuştur. Her seferinde şantajla yüklü miktarda para istemektedir. İrene’nin hayatı artık tuzla buz olmuştur. Bir yandan içerisinde bulunduğu durumu kocasına fark ettirmemeye çabalarken, bir yandan da korkmaktadır. Şantajcı kadınla son bir kez hesaplaşmak ve gerekirse yaşamına son vermek için kadının evine yakın yerlerde kendini kaybetmişçesine sokaklarda dolanırken kocası ona bütün her şeyi itiraf eder. Her şey bir oyundur. Kocası Fritz o şantajcı kadını , karısının genç sevgilisinden vazgeçip kendilerine dönmesi için parayla tutmuştur. İrene yaşadığı olayların etkisi ile kendini kaybeder. Kocasının kollarında evine gelir. Ertesi sabah uyandığında gün ile birlikte “kendi ruhu da aydınlanmış,bulutlardan sıyrılmış,fırtına kanını temizlemiştir.” Kitap; karakterlerinin ruhsal gerilimlerini, gidiş gelişlerini aktarma konusunda oldukça başarılı. Her sayfada, devam eden gerilimi yüksek tutma ve hikayenin sonuna kadar devam ettirmekteki başarısı, karakterlerin iç dünyasını ve çatışmalarını yansıtmak konusundaki yetkinliği göz dolduruyor. Kitabı tek cümlede özetleyecek cümle ise ; “…Ama hava da nasıl boğuculuk ve fırtına gibi insanı tahrik eden bir ölgünlük de varsa, mutluluğunda felaketten daha ayartıcı bir yumuşaklığı olur. Tokluk, tahrikte açlığa eşittir…”cümlesidir.
Korku
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022103.2k okunma
··
9 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.