Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

256 syf.
6/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Vay Ki Gençtim Ölümle Paslanmış Buldum Sesimi
Manik-depresif tanısı konulmuş, defalarca ölümü deneyimlemiş, en sonunda iki çocuğunu uyutup başuçlarına kurabiye ve sütlerini hazırlayıp pencerelerini açıp kapılarını sıkıca kapatarak mutfağa gitmiş ve gazı açıp ölümü beklemiştir. Bu sefer başarılı olmuştur yazarımız Amerikalı Sylvia Plath…Biraz İngiliz Virginia Woolf, biraz Türk Tezer Özlü, belki biraz da Nilgün Marmara misali…Nerede olduğu fark etmeksizin insanlar aynı duyguda birleşiyor, aynı anlamsızlık, aynı varoluş sancılarında buluşabiliyorlar. Bu isimleri okuduğumda hissettiğim şu ki: İstersen en güzel meslek, istersen en güzel eşe sahip ol, hayata dair öteki üzerinden olmayan bir tutamağa sahip olmadığın sürece ölüm daha gerçekçi geliyor. Kurusawa’nın İkuru filmini hatırladım kitabı okurken. O filmde başrol Watanabe anlamsızca, amaçsızca yaşarken bir tutku olursa yaşayabileceğini anladığı anda arka planda başkaları için hazırlanan doğum gününden ‘happy birthday’ çığlıkları duyulur. Yani biyolojik olarak doğumumuz bir anlam ifade etmiyor. Ne zaman yaşamak için bir tutku oluşturuyoruz o anda ‘iyi ki doğmuş’ ve yaşamaya başlamış oluyoruz. Velhasıl biz hep hayatı anlamlandırmak, ölümlü hayata bir çeşni vermek için çabalayacağız, hep engellere takılacağız, çakıl taşları ayaklarımızı incitecek ama yine de biz o tutkunun peşinde olmaya devam edeceğiz. Sırça Fanus'un içine hapsolmuş Esther'i anlatıyor kitap yani aslında kendisini, Plath'ı. Rosenberglerin idam edilmesinden bahis açarak başlıyor hikayemiz. Rosenbergler, ABD Komünist Partisi üyesiyken Ruslara bilgi sızdırmaktan yargılanmış ve elektrikli sandalyede idama mahkum edilmiş bir çift…Buradan bile Plath’ın zihnini okuyabiliriz. Çabalamış, hayattaki anlamları görmek için ama ne çare! Modern hayatta her şeyi tatmış ve her şeyden sıkılmış anlamsızlıklarla dolu, her şeyi güç savaşına döndürmüş insanoğluna denk gelmiş kahramanımız Esther yani aslında Plath. Yazma çabası var Knut Hamsun’un ‘Açlık’a rağmen yazmak için çabalayan karakteri gibi, modern insanın arasında şiir yazma hayaliyle yaşıyor. Ve tutunmak için gönüllü olarak hastanede çalışıyor, dinlere gidiyor ama nafile...İlk olarak asmayı deniyor kendini. Sonra 57 tane hapla tekrar ölümü deniyor. Sonrası ise Veronika Ölmek İstiyor'daki gibi elektroşoklar, terapiler...Anlamsızlıkların, her şeyin hızlıca yaşandığı ve tüketildiği hayatın içinde ölümün sakinleştirici durgunluğunu bilenler hissedebilir ancak Esther'i yani Plath'ı...
Sırça Fanus
Sırça FanusSylvia Plath · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201911,7bin okunma
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.