Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

100. Yıl Şerefine: 23 Nisan ve 100 Yıllık Meclis Kutlu Olsun!
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız, aynı zamanda Meclisimizin kuruluşunun 100. Yılı Kutlu Olsun. 100 yıl geçmiş, ne içerideki ne dışarıdaki düşman bitmemiştir. İçimizdeki düşmanların günümüz mabedi Twitter’dır. Bilgi birikimden uzak bu insanların Atatürk ve Cumhuriyet hakkında yazdıklarını okuyunca, eğitilmez bir topluluk olduğumuzu, Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, fikirlerde ve yaşayışta bir modernleşme çabasına girildiğini, bununda büyük ölçüde Atatürk’ün vefatı ile 10 Kasım 1938’de maalesef sonlandığını, ardından devamının gelmediğini görmekteyiz. Yıllar geçmiş, bu coğrafya belirli sınırların dışına çıkamamıştır. Bu sınırlar çağa ayak uydurmak, çağın ilerlemesine katkıda bulunmak, toplumu muasır medeniyetler seviyesine çıkarmaktır. Bunlar ya hiç olmamış ya da belirli insan gayretleri ile bir şeyler yapılmıştır. Bu insanlar o kadar azdır ki, isimlerini bilen yok. Bizim modern çağda yaptığımız en iyi şey, var olanı ithal edip böbürlenmemizdir. Kredi kartı taksitleriyle teknolojik alet almaktan övünen bir millet nerede vardır bilinmez. Mustafa Kemal sadece Samsun’a çıktığında yoktu, öncesinde de vardır, sonrasında da var oldu. Milli Mücadele onunla başlamadı ama onunla vücut buldu. Samsun’a kendi başına gitmedi, sık sık bunu duyarsınız, bu gerçek değildir. Bunu uyduranlar, birde bakın öyle değil hükumet kararı ile gitti diye bizi yıllardır niye kandırdınız diye ortalıkta gezmekte, tabii ki twitter’da. Kendi uydurdukları yalanı kendileri yalanlamaktadırlar. Mustafa Kemal Hükümet ve Vahidettin’in onayı ile birlikte Samsun’a gitmiştir. İmzalı belgeleri de Murat Bardakçı’nın Yıkılış ve Kuruluş cildinde mevcuttur. Gitme nedeni Osmanlı Devletini kurtarmak, düşmanla savaşmak değildir. İşte buradan sonrası büyük muammadır çünkü plan sadece işgalcilere karşı ayaklanan halkı hizaya getirmek, kargaşa çıkarmamak, işgalcileri daha da kızdırıp tüm ülkeyi işgal ettirmemektir. Bu plan uygulanmayacaktır elbette. Mustafa Kemal sabırla Anadolu’ya geçmenin yollarını aylarca İstanbul’da planlamış, bu fırsat ise ayağına Samsun’a Müfettiş olarak gönderilmesi ile gelmiştir. Bu evrede Amasya Genelgesi yayınlanmış, Erzurum ve Sivas Kongreleri yapılmış, alınan kararlarda Milletin kaderini yine Millet tayin edecektir, bu millet teslim olmayacaktır, bağımsızlık tek şart olacaktır. Bu kararlar alınırken sancılı günler geçecek, yokluk içinde Milli Mücadele dallanıp budaklanacaktır. 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi açılmıştır. Bugün 100. Yılını kutladığımız Millet Meclisi, milletten uzak bir konumdadır. Millet için değil, daha çok kendi çıkarlarını gözetmektedir. Bu ülkenin kuruluşu hakkında bilgisi olmayan ya da az bilgili insanların kulaktan kulağa iletilen kahvehane hikayelerini hala anlatması anormal değil normaldir. Cumhuriyet ile getirilen yenilikler, yani devrimler, yüzyıllar boyu kaderine bırakılmış bir millete ışık olmuştur. Bu devrimlerin ülkenin en ücra köşesine kadar gidebilmesi için yapılan çalışmaların ve uykusuz geçen gecelerin haddi hesabı yoktur. Bütün çabalara rağmen bu tamamen başarılamamıştır. Çünkü başarılamaması için çabalayan içte ve dışta düşman hiç bitmemiştir. 15 Yılda yapılan çok ve büyük şeyleri yüz yıllarca yapamayan devletler vardır. 15 yılda yapılanları ise günümüze kadar yıkmaya çalışanlar ise hiç bitmemiştir. Mustafa Kemal önderliğinde başarılmış onca şeye rağmen başarılamayan şeylerde elbette vardır. Ölüm döşeğinde dahi çalışmaya çalışan bir lideri nasıl anlatabiliriz bilmiyorum. Şimdi verilen tavizleri görünce, nasıl ihanet içinde olduklarını gözümüzle görmekteyiz. Yazıyı çok uzatmak istemiyorum, malum okuma alışkanlığımızda sadece belirli bir oran dışına çıkmamaktadır. Çok okuyan bir millet olamadık, yine belirli insan sayısının devamlı kitap okuduğunu, söylenenle yetinmeyip araştırma yaptığını üzülerek belirtmeliyim. Anlatılacak onca şeye rağmen söylenecek şeyler basittir; Yaşadığın toprağın, yaşadığın ülkenin geçmişini bilmiyorsan, sana anlatılan yalanlara kanıp, kurucularına laf atma gafletinde bulunuyorsan bu senin aczini gösterir. Bu acz içinde senin için sadece üzülebiliriz. Politik ya da apolitik yaşama meselesi değildir bu, doğru bilgiye ulaşma meselesidir. Belgeli kaynaklardan faydalanmak yerine, uydurma hatıratları kendine rehber ediniyorsan iki kat acz içindesindir. Bilgi bitmez, araştırmakla mükellefsin. Kurucu meclis, çok partili sisteme geçene kadar değişik düşüncedeki vekilleri içinde barındırmıştır. Burada düşülen hata tek partili dönemin, gerçekten tek düşünceli insanlar tarafından oluştuğunun sanılmasıdır. Tek partili sistemdeki eleştirisel yaklaşımın, hiçbir çoklu parti dönemde yaşanmadığını bildirmek isterim. O tek partili dönemdeki vekillerin muhalefetlerini meclis tutanaklarını okumazsanız bilmezsiniz. Herkesin konuşabildiği ve dilin kemiğinin olmadığı dönemlerdir. Tek adam yoktur, Milletin Meclisi vardır. Tek Adam vurgusu sadece Atatürk’ü yalnızlaştırmaya çalışanların çıkardığı bir uydurmadır. Onun yanındaki dev ekibi unutmak, onların adlarını anmamak, amaçlarınca hedefteki tek adamı Atatürk yapmaktır. Kurucu Meclisten vefatına kadar olan dönemlere bakınız, kendi menfaatine bir tane karar çıkmış mıdır o mecliste? Millet ve ülke için yapılan onca şeye rağmen, dönemin imkansızlıklarıyla yapılamamış birçok şeyde vardır. Eh şu söz boşuna değildi, “EY YÜKSELEN YENİ NESİL! GELECEK SİZSİNİZ. CUMHURİYETİ BİZ KURDUK, ONU YÜKSELTECEK VE YAŞATACAK SİZSİNİZ.” Bu söze ne kadar layık olduk, ne kadar yükselttik ona bakalım. Sonuç belli, sınıfta kaldığımız ortadadır. O zaman Kutlu Olsun 100. Yıl, daha ileriye götüremediğimiz ama umarım bir gün farkına varıp bu duruma dur diyeceğimiz bir birleşme yaşarız, zor ama umuttan ümit kesilmez. “Zamanında kitaplar karıştırdım. Hayat hakkında filozofların ne dediklerini anlamak istedim. Bir kısmı her şeyi kara görüyordu. “Mademki hiçiz ve sıfıra varacağız, dünyadaki geçici ömür sırasında sevinç ve mutluluğa yer bulunmaz” diyorlardı. Başka kitaplar okudum, bunları daha akıllı adamlar yazmışlardı. Diyorlardı ki: “Mademki sonu nasıl olsa sıfırdır, hiç olmazsa yaşadığımız sürece şen ve neşeli olalım.” Ben kendi karakterim bakımından ikinci hayat görüşünü beğeniyorum, fakat şu sınırlar içinde: Bütün insanlığın varlığını kendi şahıslarında gören adamlar zavallıdır. Besbelli ki, o adam birey sıfatı ile yok olacaktır. Herhangi bir kişinin, yaşadıkça memnun ve mutlu olması için gereken şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Anlayışlı bir adam, ancak bu şekilde hareket edebilir. Hayatta tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, mutluluğu için çalışmakta bulunabilir...” Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK (web.archive.org/web/20180628120...)
··
218 görüntüleme
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Başpiskoposum, epeydir ortalarda olmamanın sebebi şimdi belli oldu. :)) Paslanmış eller kalem tutmuş da haberimiz olmamış vallahi! Zahmet vermiş, bu güzel günde böylesi güzel ve okunası bir konuyu ele almışsın. Emeğine, yüreğine ve kalemine sağlık. Ah, bu günleri bu yazıyı sitede, 1K'da rahmetli olan Sultân da (SS) görseydi, okusaydı ne vardı... Kendisi artık buralarda değilse de, zehrini zerk ederek, bizlere miras olarak bıraktığı asalak talebeleri arada bir iki çıkış yapsalar da, bataklıklarına çekilip susuyorlar. Neyse, konunun özü; memleketimin çocuklarına armağan edilen bu güzel günün 100. yılının buruk da olsa, unutulmaması ve gelecek nesillere aktarılmasıydı. Güzel günlerin geleceği zaman yakındır ve Türkiye Cumhuriyeti, üzerinde yaşayan tüm Türk vatandaşları ve onların neferleri ile ebedidir. Bu güzel düşüncelerin paylaşımı için teşekkürü tekrar boç biliriz. Sen şimdi kilo da almışsındır. 😁😁😁
Murat Ç okurunun profil resmi
Önceden çok yazardık değil mi? Saatlerce Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarına cevap verirdik. Bir kez olsun da başarısız olmadık, hak eden herkes hak ettiğini aldı. :) Adını anmaya lüzum dahi duymuyorum, gereksiz bir zat çünkü. Ama sen seversin. 😅 Kilo almadım aynı standarttayım. İştahım yok sanırım, yoksa 30 gündür evdeyim kilo almamak anormal olurdu. :)) Eline sağlık sağolasın, bu durumda dahi biz hazırlıklarımızı yaptık. Terasa hoparlör konuldu, bayraklar asıldı, dev bir Atatürk bayrağı astık, meşaleler hazır. Biz kutlayacağız, herkesi de imkanları dahilinde kutlamaya davet ediyorum.📣📣📣
5 sonraki yanıtı göster
Derya okurunun profil resmi
Yazdığınız o kadar güzel şeyin altına, sadece bir beğeni tuşuna basmak gücüme gitti açıkçası. Ya da bana yetmedi işin aslı. Çoğumuzun gerek az bilgiden, gerek yetersiz kelime dağarcığından, gerek yetersiz cesaretten ya da azimden yazamadığı ama içinde saklı olup büyüyen hisleri paylaşmışsınız. Ne desem az kalacak gibi... Kaleminize sağlık. 👏✌
Murat Ç okurunun profil resmi
Yorumunuz ve içtenliğiniz için ben teşekkür ederim. Sizinde düşünceniz sağlık. 🇹🇷
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.