Gönderi

424 syf.
8/10 puan verdi
Dostoyevski denince herkesin aklına ilk olarak "Suç ve Ceza", "Karamazov Kardeşler", "Ecinniler" gibi şaheserlerin geldiği, hikayelerin onların yanında sönük kaldığı bir gerçektir. Ama kısa öykülerinde bile insanı bu kadar etkilemek ne kadar zor bir yazar için. Yıllardır bu kadar çok okunması ve sevilmesi nedendir peki? Her okurun kalbine işlemek, psikolojisini sarsmak, kitaplarda özünden bir parça bulmasına sebep olmak kolay mı? Bunun başlıca sebebi onun kendi hayatından, kendi tutkularından, talihsizliklerinden, mutsuzluğundan yola çıkarak yazması. İnsan ancak hayatın hiçliğinin farkına varınca, mutsuzluğunu kabullenince bu kadar etkili karakterler yarata bilir. Her çeşit insan vardır onun eserlerinde; kumarbaz, hırsız, kıskanç, inançsız... Ama hepsinin tek ortak noktası "MUTSUZLUK!" Dostoyevski için bir mutluluk var mıdır peki? Yaşamları boyunca acıyı, mutsuzluğu, çaresizliği bu kadar tatmış insanlar mutlu olabilir mi? Bununla beraber Dostoyevski'ni mutlu insanların (az olsa bile hayatlarından memnun olanların) gerçekten sevmesi mümkün değil bence. Karakterleri gerçekten anlamak, hissetmek için kendini onların yerine koya bilmeli okur... "Öyküler" kitabına gelirsek burada aşağıdaki 14 öyküsü yer alıyor yazarın; *İğrenç Bir Olay *Uysal Bir Kız *Tuhaf Bir Adamın Rüyası *Dürüst Hırsız *Noel Ağacı ve Bir Evlenme *Bobok *Bir Yufka Yürek *Timsah *Başkasının Karısı ve Karyola Altında Bir Koca *Küçük Kahraman *İki İntihar *Bay Proharçin *Dokuz Mektupta Bir Roman *Polzunkov 1. İlk hikayede kendi kafasında kurduklarına inanan bir İvan İlyiç çıkıyor karşımıza. Ve general bu kahramanımız, kendi rütbesiyle övünerek diğerlerini hor görenlerden hani. Mevkisi itibariyle her kesin ona hayran olduğunu düşünüyor. Ama olaylar istediği gibi gitmiyor maalesef. Sonda tamamen karışık bir ortamda buluyor kendini ve de rezil olmuş yeteri kadar... 2. Bu hikayede zavallı bir tüccarı görüyoruz. Ama farklı bir "zavallılık" bu. Herkesin kendisine minnet duymasını isteyen, iyilik yapacağı yerde faciaya sebep olan bir insanın zavallılığı. Hayatımızda da zaten böyle insanlar çok fazla. Sonradan vicdan azabı çekerek kendini avutan biri işte. Ama zavallı kızın çaresizliğinden dolayı evlenerek ne kadar büyük bir hata yaptığını da gösteriyor Dostoyevski tabi. Zaten insan hayatı boyu çaresizlikten neler yapmaz ki?! 3. Bu öyküsünde yazar rüyası kadar kendi de tuhaf olan bir adamdan bahsediyor bizlere. Hayat o kadar zor olmuş ki yıllar boyunca, kendisini anlayanları ancak rüyasında bula bilmiş. Ama rüyadaki olaylardan bahsederken Dostoyevski her kesin istediği ideal bir yer yaratmış, buradaki kötü insanlar, yalancılar, mutsuzlar yok o dünyada. Tabi ki böyle güzel bir yer çok uzun süre yaşayamaz! Tuhaf kahramanımız oradaki insanlara da izin vermiyor mutlu olmaları için ve uyanıyor rüyadan. 4. En sevdiğim öyküsü olan bu öyküsünde yoksulluk yüzündün çaresiz kalmış birinin yaptığı hırsızlığı görüyoruz. Ama ömrünün sonuna kadar yaptığı hırsızlık için pişmanlık duyan bir hırsız bu. Aslında hiç bir şey kazanmadı çaldığından da zaten, vicdanını sızlattı sadece gece gündüz. Yine bir çaresizlik farklı şekilde geliyor önümüze. 5. Bu öyküsünde ise sadece sahip olduğu miras yüzünden mecburen evlendirilen bir çocuk yaştaki kızın yıllar öncesini anlatıyor yazar. Ve bunları ziyafetteki bir misafirin anlattıklarından biliyoruz biz. Gördüklerine, işittiklerine inanamayan bir misafir. 6. "Bobok" kitaptaki fantastik öykülerden biri. Aynı sözü gittiği her yerde duyan biri kahramanımız. Ama asıl olaylar mezarlıkta geçiyor, ölülerin bile öbür tarafta hala ne kadar basit sohbetler ede bildiğini gösteriyor Dostoyevski. Kahramanımızın duyduklarının şoku içerisinde dinliyor olanları.. 7. Burada kendisinin yufka yürekliliğinden dolayı hayatının sonunu getiren bir genç var. Sadece evlenmek istiyor oysa ve bunun için paraya ihtiyacı var. Ama o parayı o kadar kolay elde edemiyor ne yazık ki. Ve kendi kendini mahvediyor bunun uğruna. 8. "Timsah" yazarın en tuhaf öyküsü belki de. Bir timsahın karnındaki İvan Metveiçin başından geçenleri anlatıyor Dostoyevski. Ama bu kadar basit değil tabi ki, gösteri düşkünü insanlardan, insan hayatını hiçe sayanlardan da söz ediyor okurlara. İnsan çıkarı için nelere yapmaz ki. 9. Burada biz kıskançlığı yüzünden hem kendine hem de etrafındakilere eziyet eden bir koca görüyoruz. Karmaşık olaylar içinde kendinizi kaybede biliyorsunuz resmen. 10. Bu öyküsü diğerlerinden farklı bir mevzuda, adından da göründüğü gibi kahramanımız 11 yaşlı bir çocuk. Ve hayatının imkansız olan bir ilk aşkını anlatıyor. Ama bildiğimiz aşk gibi değil bu, kendisinden çok çok büyük birine duyulan karşılıklı minnet dolu bir aşk.. 11. Kitaptaki en kısa öykü ve 4 sayfadan ibaret. İki farklı intiharın sebebini anlatıyor bize yazar. Biri fakirlikten, diğeri ise sadece hayatından memnun olmamaktan dolayı. Ama soruyor bize Dostoyevski; "Bu iki kızdan hangisinin ruhu yeryüzünde daha çok acı çekmişti?" 12.İnsan ne kadar farklı kişiliklere sahip ola bilir! Bay Proharçin de çok mu çok garip biri. Hayatı boyunca cimriliğiyle dillere düşmüş, ama neden öyle olduğunu kendisi de bilmez. Kendi sonunu getiren bir kahraman o da sadece.. 13.Bu hikayesinde çok karışık bir mektuplaşmadan bahsediyor Dostoyevski. Birbirlerine hem hakaret eden, hem de yanlış anlaşılacağından korkarak özür dileyen 2 insan. Çok uzun olan bu mektuplaşmaları romana benzetiyor yazarımız. 14. Son hikayemizde ise 1 Nisan şakasına kurban giden bir Osip Mihaylıçın hikayesini Polzunkovdan dinliyoruz. Aslında komik gibi görünse de ne kadar üzücü bir durum olduğunu okurken daha iyi anlıyorsunuz. Kısa ve basit bir şekilde yazdım ama hepsini okurken insan çok derin duygulara kapılıyor. Her birinde kendinden bir parça buluyor insan. Bu hikayelerin çoğunu daha önce okumuştum ve Nihal Yalaza Taluy çevirisiyle daha güzel olduğu sonucuna vardım Dostoyevski eserlerinin .Bu kitaptakiler de oldukça güzel tabi ki, ama aynı hisleri yaşatmak önemli çeviride bence. Ve son olarak Dostoyevski öykülerini sesli olarak dinlemek isterseniz Akın Altan çok güzeldir. Sanki onun sesiyle şahidi oluyorsunuz olaylara. Timsahı da zaten ilk olarak ondan dinlemiştim: youtube.com/watch?v=O0GFapd... Keyifli okumalar dilerim...
Öyküler
ÖykülerFyodor Dostoyevski · İletişim Yayınları · 20091,045 okunma
··
365 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.