Gönderi

·
Puan vermedi
Zalim ile mazlumun, ezen ile ezilenin türküsünü dinlemek isteyenler hiç vakit kaybetmeden Yaşar Kemal ustanın bu nadide eserini okusunlar. Eserin dili o kadar samimi içten doğal ki tüm duyularımıza hitap ediyor. Üslubun şiirselliği sizi adeta mest ediyor. Eserde Filler Sultanı, sultanın askerleri, danışmanı hüdhüdler başı ulukepez yönetimi, gücü, zulmü, haksız azınlığı sembolize ediyor. Yazar yönetme erkini elinde bulunduranların akıllı zeki taraflarına değindiği gibi yöneticilerin aslında o kadar da akıllı ve bilinçli bir şekilde kitleleri yönetmediklerini yer yer karikatürize ederek aktarmış. Yönetimin bazen kendi söylediği yalana kendisinin inandığını ve ikircikli tavırlarını da tüm çıplaklığıyla sergilemiştir. Kırmızı sakallı topal karınca ve karınca ahalisi ise mazlumları, haklıları, ezilenleri temsil ediyor. Bu iki grup arasındaki çatışmalar ve aşamalar yazarın hünerli ellerinde birer motife dönüştürülüp nakış nakış ilmek ilmek bir kilim gibi dokunmuş. Yönetimler dil, eğitim, iç çatışma ve medya gibi enstrümanları kullanarak karıncaları köleleştiriyorlar. Dil asimilasyonunun olası sonuçları kitapta çok güzel aktarılmış. Dilin önemi üzerine söylenecek o kadar çok şey var ki bu konuda parantez açmak istiyorum. Dil bizim toplumsal hafızamızdır, dil bizim kültürel birkimimizdir dil aslında kollektif bilincimizdir. Dillerini unutturursan zihinlerini de ele geçirmiş olursun. Sömürgeci muktedirler insanlık tarihi boyunca işgal ettikleri tüm ülkelerde bu strateji ve yöntemleri izlemişlerdir. Bakınız Afrika, Güney Amerika ve Hindistan gibi ülkelere. Fransızca, İspanyolca, Portekizce ve İngilizcenin bahsi geçen ülkeler bağımsız olmasına rağmen hala resmi dilleri olduklarını göreceksiniz. Dil milli benliktir dil tarihtir dil kültürel birikimdir. Dil geçmişe bağımsızlığa özgürlüğe açılan kapıdır . Şahsi kanaatime göre kitabın en can alıcı noktası dil ve özbenlik arasındaki ilişkiydi. Filler sürekli karıncaları açlık ve yoksulluk korkusuyla kontrol altında tutmaları, okullar açarak eğitim yoluyla zihinleri istedikleri doğrultuda biçimlendirmeleri gazete, sinema, roman, hikaye, televizyon aracılığıyla düşünceye ket vurmak istemeleri biz karıncainsanları hatırlatıyor. Hep bize hazır sunulan paketlenmiş hayatlar yaşıyoruz. Okula gidiyoruz filinsanlar olmaya çalışıyoruz(ama karınca kadar fil) açlık ve yoksulluk korkusuyla ha babam çalışıyoruz. Akşam işten dönüp kendimizi medyaya teslim ediyoruz ki öyle hemen düşünmeyelim ne gerek var düşünmeye düşünüp de özgürlüğümüzü kazanacak yollar mı arayalım. Organizasyonun, yönetim sanatının incelikleri o kadar güzel işliyor ki hem filinsanlar memnun hem de karıncainsanlar. Çoğunluk böyle olsa da her zaman bir yerlerde zulme başkaldıran bu çıkmazdan bir kaçış arayan çare üstüne çare düşünen bir kırmızı sakallı topal karınca vardır. Uyanış ayın güneşin yıldızların dağların ovaları ormanların derelerin tekmil tüm doğanın söylediği özgürlüğün öze dönüşün türküsünü söylediği zaman başlıyor. Artık uyanan mazlumlar bir sel olup yoluna çıkan her şeyi önüne katıp sel gibi akıyor. Bir tane su damlası tek başına etkisizdir fakat trilyonlarca su damlası bir araya gelirse kocaman bir sele dönüşür. Yazarın bitirdiği gibi bitirelim. Yeryüzünün bütün karıncaları birleşince...
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal KarıncaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710,5bin okunma
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.