Gönderi

240 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kötülüğün vatanı yoktur...
Eric Ambler polisiye roman severlerin yakından tanıdığı bir İngiliz yazar. 1909 yılında doğan, İkinci Dünya Savaşı’na savaş fotoğrafçısı olarak katılan, savaş bitiminde Amerika’ya giderek senaryo yazarlığı yapan Ambler kariyerinde birçok ülkede polisiye roman türüne başarılı katkılarından dolayı ödüllendirilmiş, hatta senaryo dalında Oscar’a aday gösterilmiş. “Dimitrios’un Maskesi” yazarın 1939 yılında, kariyerinin başında kaleme aldığı en bilinen eserlerinden biri; eser 1944 yılında yine aynı isimle sinemaya uyarlanmış. Ben kitabı direkt arka kapağındaki esrarengiz tanıtım yazısı ilgimi çektiği için almıştım. Zira kahramanımız olan polisiye roman yazarı Latimer İstanbul’da tanıştığı Albay Hakkı’dan ismini duyduğu esrarengiz suçlu Dimitrios’un peşinde İzmir’den Atina’ya, Sofya’ya, Belgrad’a, Paris’e uzanır ve her attığı adımda şantajdan uyuşturucu ve kadın ticaretine, casusluktan cinayete ve suikasta birçok esrarengiz suça bulaşan Dimitrios’u tanımaya, anlamaya ve bir yumak haline geçmiş bu iç içe suçlar yumağını araştırmacı merakı ile çözmeye çalışır. Sadık bir anti-faşist olan ve Sovyetler Birliği’ni Avrupa’da gittikçe yükselen faşist saldırganlığa karşı tek gerçek güç olarak gören Ambler yanıldığını Nazi-Sovyet paktının imzalanması ile anlamış. Belki de bu sebeple, dönemin Amerikan romancılığında sürekli kötü Sovyet/iyi Amerikalı kahramanlar görmemize karşın “Dimitrios’un Maskesi”ndeki kahramanlarımız Avrupa’dandır; hatta gerçek ülkeleri belli değil. Kötüler, ama birçok yerde özenle vurguladıkları gibi “dünya vatandaşı'lar; zira kötülüğün vatanı yoktur". Yine Ambler’in bir özelliği, romanlarındaki kahramanları -o dönem yazarlarında alışılageldiği üzere- başarılı casuslar, akıllı hırsızlar ya da katiller değil, tam tersine konu ile ilgisi olmayan, kendini tesadüfen olayların içinde bulan amatörler. “Dimitrios’un Maskesi”nde de kahramanımız bir yazar ve öğretim üyesidir, polisiye romanları için defalarca komplike suçlar ve cinayetler kurgulamış olsa da gerçek suç ve suçlularla karşılaştığında şaşkın ve çaresizdir. Ambler’in bu masum çaresizliği ele alışını beğendim; nitekim kahramanımız birçok noktada gerçek hayatın masa başında kurgulanandan ne kadar farklı olduğuna vurgu yapar ve kendi romanlarını eleştirir. Kahramanları benzerlerine göre daha sıradan, halktan ve ulaşılabilir olduğundan olsa gerek Ambler Hollywood’un ilgisini çekmiş ve bir çok filmin senaryosuna imza atmış. “Dimitrios’un Maskesi” merakı nedeniyle kendini bir suç şebekesinin içinde bulan saf ama dikkatli kahramanımız Latimer’in maceralarını anlatıyor. Ben polisiye roman sevmem, bu zamana kadar okuduğum polisiye roman sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu nedenledir ki bu romanı da çok sevdiğimi söyleyemem. Ancak bu tarzı seviyorsanız, ya da okuduğunuz kitaplardan yorulduysanız ve biraz kafa boşaltmak isterseniz bu hızlı ve sürükleyici macera romanını size tavsiye ederim.
Dimitriosun Maskesi
Dimitriosun MaskesiEric Ambler · Can Yayınları · 200031 okunma
·
102 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.