Gönderi

İtiraf zorunluluğu bize artık öyle farklı noktalardan dayatılır ki, onu bizi zorlayan iktidarın bir sonucu olarak algılamayız; tersine, en gizli köşelerimizde yer alan hakikat gün ışığına çıkmaktan başka bir şey "talep" etmiyormuş gibi gelir bize; eğer açıklanamıyorsa, bir zorlama onu engellediğinden, bir iktidarın şiddeti ağırlığını koyduğundandır diye düşünür ve sonuçta ancak bir tür kurtuluş pahasına dile getirilebileceğini sanırız. İtiraf azat eder, iktidar suskunluğa iter; hakikat, iktidarın alanına girmez ama diğer yandan özgürlükle kökten bir akrabalık ilişkisi içindedir.
Sayfa 48 - Ayrıntı
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.