Ne kadar toz kondurmak istemesek de Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarındaki siyasi, askeri, ekonomik acziyetini kabul etmek gerekli. Siyasi anlamda büyük devletlerin nüfuz ve sömürge bölgelerini koruma ve genişletme anlamında birbirleriyle yaşadıkları rekabet nedeni imparatorluğun son dönemlerini uzatmış sayılabilir. Askeri anlamda, ordu içindeki alaylı-mektepli çatışmaları, teknik ve askeri anlayış anlamında geri kalmışlık öyle noktaları ulaşmıştır ki, kurtarıcı olarak bizi sömüren ve parçalamaya çalışan devletlerden medet umar duruma düşmek, yüzyıllarca tebaamız olarak yaşayan ulusların bağımsızlıklarına kavuşmalarından itibaren çok kısa süre içinde İstanbul sınırlarımıza kadar dayanmaları ve buna kendilerinin bile inanmamaları, koskoca bir imparatorluk mirasının, yönetimsel suistimallerle, makam- mevki çatışmalarıyla, sistemsel çürümüşlükle nasıl heba edildiğini okumak gerçekten can sıkıcı. Ekonomik olarak, güçlü dönemlerimizde bir lütuf olarak sunduğumuz ayrıcalıkların, yüzyıllar geçtikçe ekonomik köleliğe yol açması, ulusalcılık- liberalizm anlayışlarının gelişmesiyle birlikte ekonomik birimlerde gayrimüslimlerin artan etkinliklerinin yıkılma sürecindeki etkileri de ayrı bir olumsuzluk. Falih Rıfkı Atay'ın doğum tarihi 1894 ve ölümü 1971. Yaşadığı dönem baz alınırsa imparatorluğun son nefesini verdiği dönemleri hayıflanarak, üzülerek, şiddetli bir şekilde eleştirerek anlatması olası bir durum. Çocukluğunun ve gençliğinin hatıralarının çoğunluğun acılarla, basiretten yoksun cüretlerin yol açtığı yıkımlarla, hayal kırıklıklarıyla, çaresizliklere şahit olmasıyla, ölüm-kalım savaşlarıyla geçmesi anlatımındaki öfkenin nedeni olsa gerek. Atatürk ile birlikte istikbale kavuşmamızın ve devrimlerle geçirdiğimiz dönüşüme bizzat tanıklık etmesi ve geçmiş hataların tekrar yinelenmesi korkusu her cümlesine işlemiş. İyi okumalar...

İmparatorluğun Batış YıllarıFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 2022301 okunma

·

56 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

ercanscgn.