Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

- “İlhan Arsel'in derlediği Kuran çelişkilerinden bazılarını buraya örnek olarak alıyorum: En'am 107'de ‘Tanrı dileseydi puta tapmazlardı’ demekte, fakat birkaç ayet ileride ‘Allah dilemedikçe inanmazlar’ (En'am 111). Bundan anlaşılan şudur ki inanmak ya da puta tapmak Tanrı'nın dileğine bağlıdır ve eğer Tanrı dilemiş olsaydı kişiler puta tapmazlardı. Ancak ne var ki aynı En'am Sure'sinde: ‘... puta tapanlardan yüz çevir’ (K. 6 En'am 106) diye yazılıdır. Bunu pekiştirir nitelikte olmak üzere Tevbe suresi'nde de puta tapanların öldürülmelerini emreden şu ayet vardır: ‘...Müşrikleri (puta tapanları) bulduğunuz yerde öldürün,..’ (K. 9 Tevbe 5). Bir başka deyişle, Kuran'a göre, Tanrı kişiyi hem ‘putperest’ (müşrik) bırakmıştır, ve hem de ‘putperest'tir’ diye cezalandırmaktadır. Yukardakine benzer bir diğer örnek En'am Suresi'ndeki şu ayet'dir: ‘Allah kimi doğru yola koymak isterse onun kalbini  İslamiyete açar, kimi de saptırmak isterse... kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah inanmayanları küfür bataklığında bırakır’ (K. 6 En'am 125). Dikkat edileceği gibi ilk iki tümce ile son tümce çelişki halindedir. Çünkü ilk iki tümceye göre kişi'yi ‘Müslüman’ ya da ‘Kafir’ yapan Tanrı'dır; fakat Tanrı, kafir yaptıklarını Cehennem'e atmaktadır. Yine Bakara Sure'sinin 6.ayet'i şöyle der: ‘Şüphe yok ki, inkar edenleri (kafir olanları), başlarına gelecekle (azab ile) uyarsan da uyarmasan da birdir, inanmazlar’ (K. 2 Bakara 6). Bu ayet'in hemen arkasından şu ayet gelir: ‘Zira Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinde de perde vardır ve büyük azab onlar içindir’ (K. 2 Bakara 7). Görülüyor ki kişileri ‘kafir’ yapan, onların kalblerini ve kulaklarını mühürleyen Tanrı'dır. Fakat böyle olduğu halde Tanrı kendisinin ‘kafir’ yaptıklarını, büyük bir azab'a sokacaktır. Yine bunun gibi Bakara Sure'sinde ‘Dinde zorlama yok’ (K. 2 Bakara 256) diye yazılıdır. İslamcılar buna dayanarak İslam'ın hoşgörü dini olduğunu söyler. Söylediklerini pekiştirmek maksadıyla: ‘Şüphe yok ki bu (Kur'an) bir öğüttür. O halde dileyen Rabbine götüren yolu tutsun...’ (K. 73 Müzemmil 19) ya da ‘Muhakkak ki bu kitap bir öğüttür. Kim dilerse ondan öğüt alır...’ (K.74 Müddessir 54-55) şeklindeki ayetleri okur. Buna benzer diğer ayet'leri ya da hadis'leri okuyarak şeriat dininde inanç özgürlügü olduğunu savunur. Fakat bunu yaparken, söyledikleriyle çelişkiye düşercesine, İslam'dan başka ‘gerçek din’ olmadığını bildiren, başka din ve inanca yönelenleri ‘sapık’ ya da ‘kafir’ olarak ilan eden, ya da Tanrı'ya eş koşanları (müşrik'leri) ölüme götüren, daha başka bir deyimle inanç özgürlüğünü ve hoşgörüyü kökünden silen hükümleri sıralar. Örnegin Kur'an'daki ‘Müşrikleri nerede bulursanız öldürün’ (K. Tevbe 5; Al-i İmran 85) şeklindeki emirleri açıklar. Ya da ‘Kitab Ehli’ olanlara (yani Yahudilere ve Hiristiyanlara) karşı savaş açılmasını, İslamı kabul ettirene ya da ‘Cizye’ (kafa parasi) alınana kadar bu savaşın sürdürülmesini öngören hükümleri belletmekten geri kalmaz. İslam dini'nin bu hükümlere dayalı olarak yayıldığını, Muhammed'in bu maksatla savaşlar yaptığını, ölüm döşeğinde iken ‘Arap ceziresinde iki din bir arada bulunmayacak’ diye vasiyette bulunduğunu anlatmaktan bıkmaz. Dinde ‘zorlama’ olmadığını bildiren hükümlerle, ‘zorlamayı’ öngören hükümlerin (ve eylemlerin) yan yana, içiçe bulunmasını çelişki saymaz. Bir yandan: ‘İyilik ve fenalık bir değildir... Sen fenalığı en güzel şekilde sav; o zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kişinin yakın bir dost olduğunu görürsün...’ (K. 41 Fussilet 34) şeklindeki hükümler, diğer yandan bunlara ters düşen: ‘Ey inananlar...size kısas farz kılındı...Ey akıl sahipleri kısas'ta sizin için hayat vardır...’ (K. 2 Bakara 178-9), ya da ‘:Bir kötülüğün karşılığı, aynı şekilde bir kötülüktür...’ (K. 42 Sura 40) şeklindeki hükümler bulunur Kuran'da. Hangi kötülüğe hangi kötülükle karşı konulacağını da : ‘... hür ile hür insan, köle ile köle, kadın ile kadın...’ (K.2 Bakara 178) ya da ‘... onlara can cana, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dise disle ve yaralara karşılıklı ödeşme yazdık...Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar zalimlerdir...’ (K.5 Maide 45 ayrıca bkz. Bakara 179) şeklindeki hükümler de bulunur Kuran'da. Bir yandan öç almayı farz kılan bu emirlerle, ya da: ‘Sen de müşrikleri hicvü zemmet, yahud onların hicivlerine mukabelede bulun, Cibril'de seninle beraberdir’ şeklindeki Hadis'lerle öc almayı teşvik ederken, diğer yandan: ‘Her kim öç almayıp bağışlarsa işte bu hareket büyüklerin karıdır’ (K.42 Sura 43) şeklindeki hükümler bulunur Kuran'da.
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.