Gönderi

256 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 6 days
İçimizdeki Şeytan'ı okumayın
Kitabın tüm edebi özelliği, ve ağır ilerlemesine rağmen insanın elinden bırakmasına engel olabilen hatırı sayılır inatçı bölümlerini bir kenara alalım. Bu kitabı okumanızı tavsiye ETMİYORUM. Asla da etmem. Ben ömrümde böyle iç karartıcı ve insanın huzurunu kurutan bir roman konusu görmedim. Sabahattin Ali, okuyucuların içini öyle bir kemiriyor ki konuyu işleyişiyle, tıpkı kulak kemiren fareler gibi; acı hissettirmeden, pıtır pıtır. Öyle karakterler yaratmış ki; fakirlik, parasızlık, hayat endişesi, çaresizlik, boyun eğme, tamahkarlık... Zararlı ve acınası ne kadar duygu varsa hepsini yaşıyorsunuz. O kadar iyi betimlemeler var ki empati yoksunu insanlar bile bu kitapta empati kurmadan edemezler. Yazar öyle tarif ediyor ki karakterleri ve düştükleri durumları, ömrü hayatınızda hiçbir insana bu kitaptaki karakterlere acıdığınız kadar acımamışsınızdır. Acımaktan, onların adına utanmaktan, kızmaktan, deli olmaktan içim kurudu. Daha içten konuşmak gerekirse; ben bu kitabı ASLA sevdiğim bir insana hediye etmem. ASLA. Vicdanı, merhameti olan da bu kitabı okumaya başlayanı durdurur. Okumayı düşünenler veya yeni başlamış olanlar varsa içtenlikle söylüyorum, BIRAKIN. Başka ağır veya depresif kitaplar okuyun, emin olun bu kadar bunalmazsınız. Birçok ağır kitabın altından kalkmışımdır ama bu kitap benim ciğerimi söndürdü. Ne ağlatıyor, ne korkutuyor ama öyle bir sıkıyor sinir bozuyor ki. Toplam üç karakter var. Nihat; naptığı belli olmayan, aldığı eğitimin yüz karası, boş boş konuşup ordan burdan aldığı borç paraları fakir fukaraya verip büyük adam görüntüsü yaratan, çok konuşup bilgili bir ağır abi gibi dolaşan ve yine böyle bir çevresi olan boş beyin Nihat! Sanki bir MHP çukuruna düşmüş gibi(!) Ömer; bir hayır diyemeyen, hiçbir duruşu olmayan, iyi ve kötünün ayırdına varabilen fakat yine de karşısına kötü çıkınca karşı koyamayan iradesiz, kılıfsız, bencil, omurgasız, aptal romantikler karası Ömer! Macide; ah Macide ah! Beni deli ettin. Eh be kızım, o kadar iyisin ve hakiki birisin ki! Ama Ömer'i iradesizliğini fark edip üzülmene rağmen kendin de iradesizsin. Her insanın aynı böyle Macide gibi her şeyi affettiği, her şeye iyi yönden baktığı, ortada iyi yön yoksa bile uydurup ona inandığı saf mı saf salak mı salak bir dönemi olmuştur. Macide'nin aklı bir ara başına geliyor fakat o zaman bile aptallık ediyor. İşte kitap bu üç karakterden oluşuyorken siz sanki bir mahalle dolusu insanla uğraşıyor gibi yoruluyorsunuz. Sabahattin Ali'nin müthiş betimlemesinden biraz daha bahsetmek gerekirse; Macide'yi karşı karşıya soktuğu tüm durumlarda, Macide'yi burun buruna getirdiği en iğrenç adamların yanında bile öyle uzatarak ve ayrıntılı betimleme yapıyor ki insan çileden çıkıyor. Bir an önce o kötü sahnenin bitmesini istiyorsunuz ama yazar diyor ki yoook biraz daha rahatsız ol ki Macide'yi daha da anla. Macide bile kendini bizden daha iyi anlamamıştır. Lafın kısası yazar tüm yeteneğini konuşturuyor fakat siz nefes alıp vermenin kıymetini anlıyorsunuz, sürekli soluklanıp öyle devam ediyorsunuz. Kitabın sonunda yaptığı saklı eleştiriler okunmaya değer fakat kendinize bunu yapmaya değmez. Şu hayatı biraz seviyorsanız OKUMAYIN. Boşverin yazarın diğer şaheserlerini okuyun. Ufunet çöktü, yazarken bile.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019173.5k okunma
·
13 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.