Gönderi

438 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Görmediğim Çiçeğin Kokusu
“Toros dağlarının etekleri ta Akdenizden başlar. Kıyıları döven ak köpüklerden sonra doruklara doğru yavaş yavaş yükselir. Akdenizin üstünde daima, top top ak bulutlar salınır. Kıyılar dümdüz, cilalanmış gibi düz killi topraklardır. Killi toprak et gibidir. Bu kıyılar saatlerce içe kadar deniz kokar, tuz kokar. Tuz keskindir. Düz, killi, sürülmüş topraklardan sonra Çukurovanın bükleri başlar. Örülmüşçesine sık çalılar, kamışlar, böğürtlenler, yaban asmaları, sazlarla kaplı, koyu yeşil, ucu bucağı belirsiz alanlardır bunlar. Karanlık bir ormandan daha yabani, daha karanlık!” Kadirli’de doğmuş, Çukurova’nın her yanını gezmiş ve okuyucusuna da gezdirmiş Anavarza’nın tüm çiçeklerini koklamış ve okuyucusuna da koklatmış Yaşar Kemal, otuz iki senede tamamladığı dört kitaplık macerasına böyle başlıyor. Çukurova yöresinde yaşayan biri kitabına eline alır, okur, çok sever de başkası bu yörenin ağzıyla yazılan diyalogları pek de özümseyemez, anlamaz kesinlikle diyemeyiz. Kırktan fazla dile çevrilen bir eserin yazarı olan Yaşar Kemal’in yazı yazmaktan daha iyi yaptığını düşündüğüm gözlemleri, halkı ve doğayı analizi orada olmasanız da sizi oradaymış gibi hissettiriyor. Zaten kendisi çeşitli sebeplerden dolayı memleketini terk etmeden önce tarlarda ırgatlık, kütüphanelerde katiplik, çeltik tarlarında kontrolörlük ve traktör sürücülüğü yapıyor. Kitabına konu edeceği insanları çok iyi tanıyor onları çok iyi gözlemliyor. Hatta bir eşkıyanın başından geçen olayların anlatıldığı bu kitabı yazmadan önce dağlardaki eşkıyalarla görüşüp onların yaşamlarını gözlemlediği, dertlerini dinlediği söylenir. 1951 yılında Kozan cezaevinden çıktıktan sonra İstanbul’a gittiğinde Cumhuriyet gazetesinde röportaj ve fıkra yazarı olarak başlıyor mesleğe. Yirmi yaşındayken Ağıtlar adında kaleme aldığı folklor derlemesi ilk eseri oluyor. "Dünyanın bütün kötülüklerine baş kaldır. Bazen senin iyiliğin başkasının kötülüğüne de olabilir. Kendi iyiliğine de baş kaldır." Yaşar Kemal’in “Mecbur Adamın Romanı” dediği kitap “Bir Başkaldırışın Romanı” olarak da bilinir. “Adamın küçüğü iyi olur. Tıpkı alıcı kuşun küçüğü gibi.” Toros dağlarının eteğindeki Değirmenoluk köyündeki kötü düzene, Abdi Ağaya dur der İnce Memed. Küçücük bedeni, kocaman yüreğini taşımaya engel değildir. “Bir ağaç ne kadar ulu, ne kadar güçlü, ne kadar sağlam olursa olsun, onu toprağından çıkaracak olursanız kurur. Bizi toprağımızdan çıkardılar, biz kuruyacağız.” Onun çabası, cesareti daha başka köylerdeki Abdi Ağaların zulmü altındakilere de ilham ve güven kaynağı olur. Halkın gözünde adeta bir efsaneye dönüşür. “Zulme karşı koymamak kafirliktir,” diyordu. “Çocuğunun rızkını, baba yurdunu korumamak, bırakıp gurbet ellere düşmek kafirliktir. Zulme karşı koymamak zalime ortak olmaktır. Korkmak, korkudan dolayı yılmak kafirliktir.” Güce ve baskıya sırf aç kalıp ölmemek için boyun eğen köylünün yanında; menfaati için zulmü görmezden gelip susan (yozlaşmış) memurun, askerin karşısında… Abdi Ağa gitse yerine bin Abdi daha gelse karşısına bin İnce Memed daha çıkacaktır. Türk Edebiyatının, zengin betimlemelerle ve her karakterinin hikayesini ilmek ilmek işleyerek anlatmasıyla birlikte belki de en iyi eseri olan bu kitabı keyifle okumanız dileğiyle… Vesselam.
İnce Memed 2
İnce Memed 2
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
İnce Memed 1
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202358.3k okunma
·
15 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.