Gönderi

456 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 5 days
Trans-hümanizm mi? Post-hümanizm mi?
Tüm distopyalarımızın gerçeğe dönüştüğü o yıllardayız. Modernitenin doğuşuyla makineleşme olgusunun hayatımıza girmesinden itibaren bize ait olan şeylerin, iş yapabilme gücünü yitirmeye başladık. Tekhne artık hayatın merkezi. Artık iş yapabilme gücünden daha fazlasını makinelere, teknolojilere veriyoruz. Kendimizi yüceltip diğer her şeyden üstün tuttuğumuz yönümüzü paylaşmaya başlayan makinelere karşı nasıl bir tutum gösterip tekrardan kendimizi bir yere konumlandırabileceğimiz sorunu en gözde mevzu artık... Kitabın başında günümüz dünyasını irdeleyen Harari kurtulduklarımız olarak salgın, savaş ve kıtlığı verirken hakim yeni problemlerimize ölümsüzlük, mutluluk ve tanrısallığa erişmeyi koymuştur. Bu şekilde ayrımsamasını pek benimsediğimi söyleyemem. Görüyoruz ki bir salgın durumuyla hala evlere tıkılabilmekteyiz. Kaldı ki şimdi bu salgın olmasa da dünya geneli hakim değil diye -kendisinin de sonradan incelediği gibi- belli bölgeler de oluşan salgın, kıtlık, savaş durumları vardır. Bunların olduğunu görmezden gelerek başka sorunları aşmaya çalışmak dünyanın klasik ötekileştirme alışkanlığından gelmektedir. Badiou'nun da etik kitabında belirttiği gibi evrensel sözleşmemiz insan hakları beyannamesi dahi Avrupalı beyaz erkek özne üzerinedir. Tam bu nokta da aslında post-hümanizmden söz edilebilir. Yeni oluşan teknolojiye karşı post-hümanizmin tutumu bu ikililiği ortadan kaldıracak şekilde teknolojiyi karşılamamız üzerinedir. Hümanizmin öznesindeki bu tutuşu bu ötekileştirmeyi kaldırmak ve hümanizmin merkezine sadece insanı değil, insan olmayanı dahi koyarak tüm doğayı kapsayıcı bir karşıt hümanizm anlayışı sergiler. Bu özne değişimi ile bugüne kadar ki araç olarak kullandıklarımızı ve bizi bu noktaya getirenlere bir geri dönüş olacaktır. Sorumluluk yüklenecektir. Yeni teknolojiyi sadece insanı dönüştürecek onu yüceltecek biçimde değil tüm doğayı kapsayacak zeminler oluşturacak şekilde tutum sergilememiz gerekir. post-hümanizmin bu tutumuna karşılık kitapta da son bölümde irdelenen veri-dini olan trans-hümanizm teknolojiyi insanların eksikliklerini kapatacak bir yol olarak görüyor. Harari'nin sunduğu veri dini, dataizm ise insanı birer çip yerine koyarak bilişsel sistem içerisine ekliyor. Cosmos belgeselinde tam olarak hatırlamasam da insanın böyle bir bilincin neden var olduğuna dair sorgulamaya girildiğinde belki de evrenin kendi kendini bilmesi olarak görebiliriz gibi bir çıkarım da bulunmuştu. Veri dininin argümanları da bana bunu hissettirdi veri akışını tüm evren için sağlamak için birer araç olarak insan. Kendini araç yerine koyabilecek insan denildiğinde çok onur kırıcı gibi görünse de oluşturulan sistem içerisinde aslında ilk sözleşme yaptığımızda birbirimiz ihtiyaçları için araç olmayı kabullenmiştik... Kitapta en hoşuma giden kısım tarım devrimini meşrulaştırmak için tek tanrılı dinleri doğurduğumuz argümanıydı. Hükmetme duygusu ancak bize aitse içselleştirebilirdik ve din kurgularımız bize bunu verdi doğayı kendimize hediye ettik ve tahakküm kurduk. Sevmediğim kısmı ise felsefeyi biraz yok saymış gibi almasıydı. Siyaset felsefesinin ortaya çıkışıyla yükselen liberalizmi ve diğer tüm siyasi tutumları din olarak ele alıyor. Din bir tür hayatı düzenlemek için oluşturulumuş kurgular fakat bir akıl yürütme içerdikleri söylenemez. Siyaset felsefesi de ahlak felsefesi ile iç içeliği ile toplu yaşamı bireysel davranışların düzenlenmesiyle bir arada yaşama yolunu irdelemeye çalışır. bir akıl yürütme söz konusudur. istenildiğinde fanatik tutumlardaki milliyetçilik ve din aksine değişim gösterebilir. Ayrıca modernite ve post modernite ayrımına gitmemiştir. Newton fiziği hakimken o paradigma da düzenlilik tam bir hakimiyet içindeydi. Einstein fiziği ile paradigma değişerek kaos düşüncesi girmiştir. en azından benim bilgim bu yönde... Bu şekilde bir okumam oldu ve kitabı sevdim diyebilirim. Farkındalığında olduklarımızı güzel bir şekilde dile dökmüştür. Verilen deney örnekleriyle dikkatti toplamış ve kolay bir okuma sağlamıştır.
Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi
Homo Deus: Yarının Kısa Bir TarihiYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201712.3k okunma
·
16 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.