Gönderi
| Katran Karası ~ Güneş Demirel |
.
Yazarımızın kalemiyle ilk defa yıllar önce ilk çıktığı zamanda Şimdi Benimsin kitabıyla tanışmıştım. Aradan yıllar geçti ve ikinci kitabını okudum. Aslında yazarımızın ilk kurgusuymuş bunu da başladığım sıralarda öğrendim.
Karakterlerimiz Özgür ve Yağmur. Aşırı sinir bozucu bir şekilde karşılaşıyorlar ve karşılaşmanın sonucu olarak Özgür’ün kafasında kocaman bir şişlik bulunuyor. Yağmur’un attığı topun şişi.
Bu olaylı karşılaşmanın üzerine yağmurun çalıştığı yazılım şirketi bir iş için başka bir şirketle görüşmeye gidiyor. Kaderin cilvesi ya gidilen firma Özgür’ün tekstil firması. O ilk karşılaşma anlarını unutamıyorum. Özgür’ün sen bittin kızım dercesine imalı bakışı, Yağmur’un yüzünün kıpkırmızı oluşu
Heh işte tam burada film kopuyor.
Karakterlerin çekişmeli atışmalı hallerini okumayı seven biri olarak en heyecanla beklediğim yer burasıydı ama sanki Özgür ve Yağmur’da bu biraz kısa sürdü.
Bir de Yağmur’un arkadaşı Suna var hani biri hemen kendini sevdirir ya şeytan tüyü var dediğimiz cinsten biri ama sanki bu ekibin arkadaşlığı da çok hızlı oldu. Ya da ben her şeyi uzun uzun okumayı sevdiğim için bana öyle geldi bilmiyorum.
Bu üçlü atışmaları bir nebze azaltıp güzel bir arkadaş grubu oluyor. Tabii Yağmur hep bir parça daha mesafeliydi geçmişi ve yaşadıkları yüzünden. Kabuğunu kırması epeyce zaman alıyor. Tam bir şeyler rayına oturdu derken herkesin yollarının kesiştiği olaylı bir geçmiş ve sırlar açığa çıkınca kitap bayağı hızlandı. Sonrası mı? Sonrası Özgür ve Yağmur’un hikayesi, çabaları, mücadeleleri…
Suna kitabın en efsane detayıydı. Hem sıkı bir yoldaş hem de gerçekleri yüzüne çarpan gerçek bir dost. Eh biraz da çatlak olunca daha ne isteriz
Yani efendim genel hatlarıyla ve düşüncelerimle sizlere kitabı aktarmaya çalıştım. Genel olarak daha uzun olmasını istediğim sahneler biraz hızlı olsa da sevdim. Hatam varsa affola
·
7 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.