Katre-i Matem mi Katre-i Hayat mı?
İstanbul'u, iliklerime kadar hissediyorum...Peki laleler... Hep duyardık Lale devrini şimdi de yaşadım...Pala, okumaktan kaçındığım bir yazardı. Hep kurgusu, dili ağır diye düşünüyordum. Geç tanıştım ama harika bir kitapla tanıştım diyebilirim. Yoğun bir kitap 'Acaba sonra mi inceleme yazsam?" dedim. Sonra vazgeçtim bu kitabın yoğunluğunu zaman mi geçirecekti.
Kitap '66 soruda cinayet" üzerine kaleme alınmış. "Her hikayenin iki kahramanı vardır!" sözü üzerine bizleri iki kahraman bekliyor bunlar Kara Şahin ve Yanık Yusuf (Yeye)... Her ne kadar onları beraber tanısakta olmadıkları zamanda da onlar beraber olmalıydı hissi. Çünkü onları aynı yapan aşklarıydı. Elde edemedikleri aşklar ve sonrasında yanlış kişi olmaları ve yanlis kişileri sevdikleri için cezalandırılan iki kahraman. Bir cinayet etrafında dönen roman aslında bir sürü konu barındırıyor içinde , bazen hakikate bazen hurafeye kaydım. Bazen beşeri aşk bazen ilahi aşk. Tarihin güzelliği ve acımasızlığı. Lale devrinin tarihi... Patrona Halil isyanı... Yeniçeriler, padişahlar... Divan şiiri...Şair Nedim'le tanıştım bu kitapta. Lale devri şairiyle...İstanbul aşık olan bir daha aşık olur mu ben oldum. Romandaki Hafız Çelebi'nin samimiyeti iki kahramanı o kadar güzel kucaklamış ki ... Hafız Çelebi'nin verdiği öğütler sadece Kara Şahin, Yanık Yusuf için değil hepimizeydi. Nakşigül mü Hörükız mı ? Bölümlerden sonraki minik hikayeler de adeta büyük bir yankı uyandırıyor. Ve daha fazlası...
Kitabın dili oldukça akıcıydı. Bilmediğim kelimeler mevcuttu ama öğrenerek romanla güzel bir bütünlük oluşturdum. Başlar da alıntılara dikkat kesilirken kurguyu unutacak kadar derine indim . Çok güzel noktalar mevcuttu. Okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. Pala'ya gitmek için bilet aldım. Devam ediyor yolum...
İyi okumalar