Gönderi

112 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 hours
Yorumlanması ve incelenmesi en tehlikeli kitaplardan
İnceleme yaparken spoiler vermeyi ya da almayı hiç sevmedim, sevemedim. Sizlere içeriği tamamen değiştirerek fakat özüne sadık kalarak bir soru soracağım. Hayatı boyunca Türkiye' de yaşamış bir insan düşünün. Bu insan Anadolu 'nun herhangi bir kasabası ya da büyükşehirinde yaşıyor olabilir. Ve size iki uçak bileti veriyorlar. Gideceğiniz yerlerden birisi Rönesansın başladığı Floransa diğeri ise Afrika kıtasının en fakir ülkesi kabul edilen Orta Afrika Cumhuriyeti. Her iki ülkede de 1 yıl kaldınız ve tüm kenti baştan sona sınırsız bir bütçeyle gezdiniz. Sizden gözlemlerinizi yazmanız bekleniyor. Yazınızın içeriğini oluştururken Orta Afrika Cumhuriyetini aşağılayarak yazmanız sizce ne kadar doğru olurdu? Ya da sanatın başkenti Floransa' yı kutsallaştırmanız, kendi kentinizle kıyaslama hatasına düşüp yine kendi kentinizi küçümseme yolunu tercih etmeniz ne kadar doğru olurdu? Sorunun yönlendirici etkisi olduğunu kabul ediyorum. Velhasıl kelam sizler bu soruları cevaplarken eğer aşağılama ya da orantısız yüceltme yolunu seçerseniz o bir gözlem değil duygularınızı da karıştırdığınız düşünceler silsilesi olurdu. Göğü Delen Adam... Son zamanlarda beni bu denli sarsan ve etkileyen bir kitap daha olmadı. Belki de haddimi de aşarak listenize eklemenizi tavsiye ediyorum. Kitabın içeriğine girmeyerek, sizlerin sorulara "gözlem yapmaz, duygularımı karıştırır, rFloransa' yı kutsal atfedip OAC' ni küçümserdim" cevabını verdiğinizi kabul ediyorum. Zira kitabımız bize bu cevabı veriyor. Lise 'de tarih dersi ; yıl 2010. Hocamız derste Hindistan' ı anlatıyor. Dinlerle alakalı bir konuydu. İneklere tapınan insanlardan bahsetti Veli Ay hocamız. İneklere tapınma fikri bana çok saçma gelmişti. Beni çok sevdiğini bildiğim o hoca bana hayatımın dersini verdi, biraz da kızarak. "insanın içinde inanma ihtiyacı varsa eğer, değil bir ineğe ağaca da tapar toprağa da güneşe de. İneğe tapınan bir genç senin dinini komik ve saçma bulabilir, tıpkı senin gibi. Hayatımda yerin dibine girdiğim nadir anlardan biridir. Yıl 2020... Halen hiçbir kültürü, inancı, değerleri aşağılayamam. Veli Ay' ın hiddeti dün gibi aklımdadır... (: Bir milletin gelişmiş araçlara, teknolojiye, eğitime, sanayiye sahip olması, o milletin sizlerden üstün ya da kutsal olduğu anlamına gelmiyor. Öyle ki gelişen toplumlar bazı değerleri de yitirebiliyor aynı zamanda, Avrupa 'nın bireyciliği gibi. Tam terse bir millet fakir olabilir, alt yapı sistemleri olmayabilir, eğitimlerini doğru düzgün alamayabilir. O milletin sizlerden aşağı olduğu anlamına gelmeyip öte yandan aynı millet, Avrupa' nın tersine bağlılık, toplumsallaşma, yardımlaşma, paylaşma gibi unsurları içinde barındırabilir ki bu da o toplumun olumlu taraflarıdır. Kitapta bir kısım var ki buna değinmeden geçemeyeceğim. Benim en çok sevdiğim "linç edilme" kültürünü tetikleyecektir. (: Şöyle ki... Avrupa veya gelişmiş medeniyetlerin insanları "Tanrılarını yoksullaştırdığı" fikri. Ey insanlık, senin Tanrın daha yücedir fakat sen onu fakirleştiriyorsun, der. Yani üzerinden kaç yıl geçti bilmiyorum sürekli dini sohbetlerde savunduğum bir tezdir. Hatta deizmin de savunduğu bir düşüncedir. "Dinlerimiz, Tanrılarını insanlaştırmıştır kitaplarında." Burda bırakıyorum... Nedeni niçini bana kalsın. Bir kaç saniyelik düşünme de yeterlidir benim için. (: ~~Keyifle okuyunuz, kitapla kalınız ~~
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202013.9k okunma
··
1,447 views
Kendi hâlinde bir okur okurunun profil resmi
Elinize sağlık soluksuz okudum 🌟
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.