Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

169 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Edsel Ford bıraktığı intihar mektubunda babasına(Henry Ford'a); ''Baba, hayal edip de ulaşamadığım hiçbir şey olmadı. Ne varsa önceden hazırlamışsın, hiçbirinde benim emeğim yok. Mutsuzluktan mahvoldum. Gidiyorum...'' Her şeyi, oğlu için hazır hale getirmekle hata mı yapmıştı ki? Ford Motor Company'i kurarak oğlunun ölümünü hazırlamış olabilir miydi? Her ebeveyn, başarı için geçtiği meşakkatli yolları, çocuklarının da bu zorlukları yaşamaması için geçer. Peki gerçekten böyle mi olması gerekir? Kitapta Whalen'la tanışınca, Edsel Ford'un mektubu geldi aklıma. Ortak yönleri olduğunu söyleyebiliriz. Tabi yazarla da.. (Dikkate Layık Bir Anekdot: Charles manson 1969'da yönetmen Roman Polanski'nin evini basıp öldürme emrini verdiğinde ve sekiz kişi telef olduğunda, Kosinski New York JFK Havaalanında, yanlış etiketlenmiş bavuluyla uğraşmaktadır. Yoksa o da davetlidir aynı akşam, arkadaşlarıdır hep öldürülenler. o gece kurtulmuştur ama kendisi 21 yıl sonra not bırakıp intihar etmesi kötü bir tesadüf olsa gerek. İntihar öncesi yazdığı ayrılma notunda ise şunları yazarak veda etmiştir: "Her zamankinden daha uzun bir süre uyuyacağım. Buna sonsuzluk deyin.") Whalen, varsıl bir çiftin erkek çocuğudur. Babası kurduğu para imparatorluğunda, durmadan, ordan oraya gittiği yardım etkinliklerinden oğluna sevgi ve ilgisinden mahrumiyet bırakmıştır. Whalenburg diye kurulan semte yaşayanlardan tutun ülke üst tabakasına kadar, herkesin sevgisine mazhar olan, Whalen'ın babası acaba oğlu için neyi ifade etmektedir. Oğluyla arasında olan uçurum kitapta şu alıntılarla özetlenmiştir: "Küçükken babamın sigaralarının mantar filtrelerini toplar, bunların söylenmemiş düşünce ve duyguları içerdiğine inanırdım." (Sayfa 26 - E yayınları 2. Baskı 1990) Bir başka alıntıdaysa verildiği değer görülmektedir: "Babamın cesedini hiç görmedim. Onu telafi etmek için annemin ölümünü hayal etmeye çalışıyordum." (Syf 93 - E yayınları 2. Baskı 1990) Kitapta olaylar arasında çok çabuk geçişler yaşanıyor ama bu yaşananlar bize karakterde yaşanan tamamlanamamışlık duygusunu gayet iyi hissettiriyor. İç hesaplaşmaları, eroin, kadın erkek ilişkileri, cinsellik vb bir sürü konuya dair yaşanmışlıkları altı çizilisi aforizmalarla anlatmaktadır.  Kitabın adı da pek manidar, kitapta anlattıklarına bakınca. "Baobab ağacına yerliler “şeytan ağacı” derler, çünkü bir zamanlar şeytanın bu ağacın dallarına takılıp kaldığına, bu yüzden ağacı cezalandırmak için onu başaşağı çevirdiğine inanırlar.  Yerlilerin gözünde, kökler şimdi dallar olmuş, dallarda kökler olmuştur. Yeni baobab’lar yetişmesini istemeyen şeytan tüm genç fidanlarıda yok etmiştir." (Alıntılanmıştır) Görkemli gövdesi üzerinde, kök gibi cılız dalların göğe uzandığı, sanki tepetaklakmış gibi görünen Baobablar gibidir adeta karakterimiz. "Eğer benim hikayem sizce bir anlam taşıyorsa, o zaman hikaye yalan demektir, çünkü öyle bir anlam taşımaması gerekir." (Sayfa 61) Kosinski'nin, bu eserinde, her şeye sahip olmanın insan psikolojisinde oluşturduğu boşluk ve parçalanmışlığı yansıtmaya çalışmıştır. Gayet başarılı hissettirdiğini söyleyebiliriz. "Başkalarının benim başarısızlığım saydığı şeyleri telafi etmek istemeyecek yaşa geldim." (Sayfa 127) Bir incelemede, "Kozinski, yaşadıklarını yazan, yazdıklarını yaşayan bir yazardır." diye yazılmıştı. Hayatının son döneminde ünlü bir çelik kralının karısıyla yaptığı evlilikten sonra yaşadığı hayattan esinlenerek üç yılda yazmış olduğu bu eser bu sözü doğrular niteliktedir. Kosinski, acımasız bi gerçeklik ve rahatsız eden bi samimiyet. Geç kalmayın tanışmak için..
Şeytan Ağacı
Şeytan AğacıJerzy Kosinski · E Yayınları · 199091 okunma
·
136 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.