Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

425 syf.
9/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Kitap, "din, İslam, İslam felsefesi, batı felsefesi, batı-doğu karşılaştırması, siyasal ve fikri sol ile İslam mukayesesi" gibi konuların ele alındıgı yazılardan oluşuyor. Tüm kitaptan süzülüp anlaşılan batı felsefesi ile İslam hakikatlerinin barıştırılarak dünyada yeni bir medeniyet kurmak.(Tüm insanlık için iyi ve hayırlı olan bir medeniyet) Yazarın ciddi bir tefekkür ve okuma içinde olduğu çok açık. Aşağıya yazarın bir söyleşisinde kitapla ilgili açıklamasını ekliyorum: " Tamamlanmamış İslam Yazıları” ilk kitabım. O kitapta sanıyorum entelektüel gündemimi meşgul eden tüm dini ve felsefi sorulara acemice de olsa yanıtlarımı vermeye çalışmıştım. Bu kitabın temel meselesi şuydu: 21. Asırda Müslüman olmak ne demektir? Bu sorunun sorulması gerekiyordu. Ve sanıyorum bizim geleneksel camiamızda bu soruyu hakkıyla soran bir düşünüre pek de rastlayamıyoruz. Ya gelenek savunusu ya da geleneğin yanlışlarının nereden kaynaklandığını ortaya çıkarma çabası İslam adına düşünen pek çok Türkiyeli entelektüelin gündemini kendine hapsediyor.İçinde yaşadığımız küresel modernite dünyasının neye ihtiyaç duyduğunu sorgulama yeteneğine sahip olamıyoruz. Ve zaten günümüzün ilahiyat fakültelerinin müfredatı ve başka alanlara yönelmiş İslam düşünürlerinin alanın uzmanlık sınırının dışına çıkamaması yüzünden, bir bütün olarak İslam düşüncesinin 21. Asır için yeniden formüle edilmesi ve akıl-vahiy barışının bu çağ için yeniden tesis edilmesi ihtiyaçlarına yanıt verilemiyor. İlk kitabımda bu sorgulamayı iki hatta sürdürdüm: (1) İslam sahası, (2) felsefe sahası. İlk sahada, yani İslami disiplinlerinin yeniden inşası çabasında alet olarak yeni bir tefsir ve fıkıh usulü düşüncesini inşa etmiş ve kullanmıştım: Ayete değil de pasaja, düz anlama değil de sembolizme odaklanan bir Kuran okumasının akıl-vahiy ve İslam-21. Asır çatışmasını çözeceğine inanmıştım. Ve Kuran’ın bu yeni okunuşunun ışığında İslam siyaseti, İslam ekonomisi, İslam’da kadının konumu, 21. Asırda İslami düşünce geleneğini yeniden nasıl ele almamız gerektiği gibi konularda düşüncelerimi başlangıç seviyesinde dile getirmiştim. İslam’a yaklaşımım bu esnada genellikle sol ağırlıklıydı. Bu sahada bir yandan da İslam ümmetinin tarihi travması olan dört halife kavgasına, ne Şii ne Sünni ne de Harici olan, ama hem Şii, hem Sünni hem de Harici bakışaçılarının hakikatlerinden beslenen yeni bir barış getirmeye çalışmıştım. Ki bu barışın teorik düzeyde yaratılması önümüzdeki elli yılda İslam ümmetine bir vahdet getirmek için elzemdir. İkinci sahada ise metafiziğin ezeli sorunlarından olan ve her biriKant’ın üç kritiğinin ayrı ayrı düğüm noktaları olan zihin-beden ilişkisi, nedensellik ve organizmanın oluşumu tartışmaları hakkında başlangıç seviyesindeki düşüncelerimi dile getirmiştim. Bu sahadaki tartışmamı yürütürken bir yandan Doğulu olsun Batılı olsun bu çağ insanının gerçek mutluluğu tatmak için ihtiyaç duyduğuna yürekten inandığım bir kelam düşünürüne felsefi bir giriş inşa etmeye çalışmıştım.  Yani Said Nursi’nin Kuran’ın doğa felsefesinden süzdüğü ve çağının Doğulu ve Batılı tüm metafizik düşünürleriyle temas halinde inşa ettiği ontolojisine ve psikolojisine felsefi bir giriş inşa etmeye çalışmıştım. Diğer yandan ise İslam-Batı ayrımını aşıp, felsefi düşüncenin medeniyetler arası bir diyalog halinde gelişen bir sohbet olduğunu vurgulayıp Batılı olduğu için bize düşman addedilen düşünürleri İslam namına sahiplenmeye çalışmıştım. Bu sahadaki metafizik tartışmalarımın yöneldiği düşünce ise doğanın ve yaşamın, yani ‘bir bütün olarak varlık’ın kör zorunluluklara göre değil, ‘bir roman gibi yapılanmış’olduğu iddiasıydı. Yani doğa, Tanrı tarafından kuruluşu itibariyle estetik yaşantıya izin veren bir doğadır. Yeter ki biz irademizi doğru yönde kullanalım."
Tamamlanmamış İslam Yazıları  Endülüs'te Raks
Tamamlanmamış İslam Yazıları Endülüs'te RaksEsat Arslan · Kapı Yayınları · 20115 okunma
·
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.