1920’li yılların gazete koleksiyonlarını taramaya başlayınca
Latife Hanım beni bile şaşırtmayı başardı.
Latife Hanım’a Türkiye’deki
değişimin habercisi olarak bakılıyordu. Mustafa Kemal’in geçirdiği sağlık
sorunlarının ardından, yerine geçecek kişiler sayılırken ilk sıraya Latife
Hanım’ın adı yazılmıştı. Türkiye tarihine ve Latife Hanım’a ilişkin dünya
basınında yapılan değerlendirmeler, Türkçede hiç yayımlanmamıştı,
sizler de bu yazıları ilk kez okuyacaksınız. Aksi belirtilmedikçe bu
yazıları ben çevirdim.
1923-1925 yılları arasında önde gelen bir devlet görevlisi gibi çalışan
Latife Hanım, Mustafa Kemal Paşa’nın peçesiz eşi ve kadın haklarının
savunucusu olarak dünya çapında bir şöhrete ulaşmıştı. Ortaya çıkan
Latife Hanım portresi Mustafa Kemal Paşa’nın da bilinmeyen yönlerini
ortaya koyuyordu. Mustafa Kemal Paşa, kendisine hayretle bakanlara hiç
aldırmadan eşiyle fikir alışverişinde bulunmaktan mutluluk duyan, onu
her alanda öne çıkarmaktan hoşlanan örnek bir eş portresi çiziyordu.
Bu evlilikte sevda var mıydı diyeceksiniz... Ben aşka dair bütün ipuçlarını tek tek topladım ve kitaba aldım. Yarım kalmış bu evlilik yalnız Latife
Hanım’a değil, Mustafa Kemal Paşa’ya da acı vermiş, diye düşünmekten
kendimi alamadım.
Ancak, boşanmalarının ardından geçen yıllar içinde Latife Hanım’ın
saygınlığı büyük bir maharetle yok edilirken, aralarındaki ilişkinin biçimi
de yeniden yazılmış, sevda ve muhabbete dair her şey karartılmıştı.
Latife Hanım, Mustafa Kemal Paşa’dan boşandıktan sonra bu karanlığın
içinde yarım asır daha yaşamıştı. Kayda geçmeyen bu dönemi yazabilmek
için Latife Hanım’ın ailesiyle ilişki kurmaya çalıştım.