Gönderi

419 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 10 days
Spinoza'ya göre özgürlük, kültürel ve dini yanılsamalardan kurtulmaktır; yalnızca aklın egemenliğinde yaşayan insan özgürdür, fakat bu, mantığa uygun/rasyonel davranma Spinoza'da doğanın zorunluluğunun şeylerini yapmaktan başka bir şey değildir. Spinoza'nın sonsuz ve mutlak Tanrı diye ifade ettiği Doğa'da da ereksellik yoktur; gün ve gece, kederimize ve sevincimize aldırmadan başımızın üstünde döner durur. Doğa ya da Tanrı amaç gütmediğinden ötürü mükemmeldir, gerçektir, dayatır kendini insanın arzusuna. Duygularının esaretinde yaşayan insanın ise dıştan belirlenmiş, pasif bir kişiliği vardır, ancak etkin, kendini belirleyen bir kişiliğe yani özgürlüğe, akıl ile varabilir insan. Ve ona göre de yaşamın amacı budur; esaretten kurtulmak. Bu da ancak hayallerden yani fantaziden kurtulup yaratıcı güçleri devreye sokarak mümkün olabilir. Spinoza'nın Conatus kuramının ilk önermesi ise şudur: "Tek tek her şey var olduğu sürece kendi varlığını sürdürmeye çabalar." Conatus, varlığı sürdürme isteği, evrensel yaşam mücadelesi anlamına gelir. Hatta Kabalcı baskısını okuduğum eserin kapağında şu ifade yazılı: "...hiç kimse yarası iyileşecek umuduyla yaralanmak, sağlığına kavuşmak için hastalanmak istemez. Çünkü her insan mevcudiyetini korumaya ve her zaman mümkün mertebe kederden uzak durmaya çabalar." Oysa biz biliriz ki tam olarak yaptığımız da budur. Biz değil miyiz, inandığı şey uğruna canını hiçe sayan veya biraz olsun yüzeye yaklaşabilme umuduyla dibe daha çok batan...Ve Spinoza, bu noktada, intihar eden kişi için yalnızca zayıf karakterli demekle yetinir. Nietzsche ise karşı çıkar buna, "herkes hayatını sürdürmek için değil yalnızca daha fazlasını alabilmek için elinden geleni yapar." yani Spinoza'nın Conatus'u temelde bedenin dış etkenlere karşı kendini savunması iken Nietzsche de güç istenci, bunu tam tersi olarak anlatır. İnsan güç istenci içindeyken bedeninin sağlığını gözetmez. Çok bilinen "beni öldürmeyen acı güçlendirir" deyişi örneğin, Nietzsche'nin burada demek istediği gücün zayıflık olduğudur. Ölmek gereklidir biraz, çünkü ancak ölüler, arzudan muaf talihlilerdir, çünkü ancak arzu, bir illet gibi dokunmamıştır onların etlerine; dökülür, terk ederler o eski tapınağı. Buradaki Conatus, daha çok Freud'un erosuyla, libidosuyla paralellik arz eder. Conatus yaşam dürtüsü, kendini koruma dürtüsü olarak Freud'da karşılığını bulur. Yine şu alıntıya karşılık (#70182450), Freud'un "Bilimsel Bir Psikoloji Taslağı" adlı makalesinde, onu, gelecekte zihinsel olayların, bedensel karşılıklarını bulabilecekleri bir bilimin gelişeceğini temenni ederken buluruz. Nitekim günümüzde nöropsikanaliz çalışmaları psişik/zihinsel olaylar ile beyindeki fizikokimyasal hareketliliği aynı zeminde buluşturmaya bakar. Dedik ki Spinoza'ya göre insan özgür değildir çünkü arzusunun nedenini bilmez, ki bilinçdışının kâşifi Freud da bunu der; özneyi bilinçdışı bastırılmış arzuları yönlendirir, bunlar hakkında hiçbir şey bilmez özne. Yani esaretinin asıl nedeni bilinçdışı arzularıdır, kişi ancak iç ve dış gerçeklerin farkına varırsa özgürleşebilir. Bu noktada insanın özgürlüğü, duygularının esaretinden kurtuluşu, hayal ve fantaziden geçip iç ve dış gerçekliğin farkına varışına dönelim. Spinoza'nın hayal diye bahsettiği Lacan'ın fantazi diye kavramsallaştırdığı, onu katettiğimizde bizi özgürlüğe salan bu şey nedir? Hayal ya da fantazi, kastrasyonu perdeler, Öteki'deki eksiği, yarığı, çatlağı karartır, görünmez kılar bizim için. Fantazi, Öteki'nin gizemli arzusuna tepki olarak, ona yönelttiğim "bana ne istediğini söyle?" sorusuna verdiğim yanıttır. Fantazi anlamlandırma işleminde işe koşulan, masaya yatırılan imgedir. Ve aynı zamanda özneye arzusunu sürdürme imkanı verir. Bununla birlikte Spinoza'da, Nietzsche'de, Freud'da ve Lacan'da (tüm farklılıklarıyla) yakalanan ortak son, iyininin, kötünün fantazinin, düşün ötesine yerleştirilen Hakikat'tır. Yalnız Spinoza'nın insanı, duygunun esaretinden geçip akılla, özgürlüğü kucaklayabilirken Lacan'ın öznesi mutlak esaretinin dehşetine tanık olduktan sonra bir özgürlük yakalar fakat bu özgürlük bir kontrol ve değişim yaratabilme yetisi vermez özneye bu mutsuzluğunun sonsuzluğunu bilen öznenin özgürlüğüdür.
Ethica
EthicaBaruch Spinoza · Kabalcı Yayınları · 20131,614 okunma
··
386 views
Merve Çeliker okurunun profil resmi
Güzel bir inceleme de bulunmuşsunuz fakat ben kitabı bir türlü özümsüyemedim. Ödevim var ve kitabı okuyup özet çıkarmam gerekiyor bir öneriniz var mı acaba?
Mihriban Karadağoğlu okurunun profil resmi
sıradışı bir önerim yok, eserin kendisinde kavramanızı zorlaştıran noktaları didiklemenizi ve tez, makele, inceleme gibi yan kaynaklarla bu süreci desteklemenizi tavsiye edebilirim.
1 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.