Politik roman sevenlere
Baader-Meinhof örgütünün Almanya’da aktif olduğu 70’li yılları konu edinen bu küçük roman, benim için hacminden beklenmeyecek kadar etkili oldu. Baader-Meinhof’a karşı siyasi yönetimin medyayı nasıl aşağılık biçimlerde kullandığı bilinen bir gerçek. Yıllar sonra gelen itiraflarda örgüt kurucularından Ulrike Meinhof’un hapishanede intihar süsü verilerek öldürülmesinin uzun zaman önce planlandığı ve bu planın uygulanması için medyanın defalarca yalan haber yaparak yolu döşediği açığa çıkarılmıştı. O dönemde bunun gibi devlet lehine birçok yalan haber yapan medya adeta devletin elinde meslek etiğinden yoksun bir oyuncak olmuştu. İşte hukuktan uzaklaşarak “terörist” damgasıyla kendisi için tehlikeli bulduğu birçok insanı cezalandıran Alman devleti ve ona bu yolda her türlü aşağılık yöntemle destek olan medya, 
Heinrich Böll için bu romanını yazmada tetikleyici olmuş.
Hikayeye göre, Katharina Blum’un tesadüfen tanıştığı bir adam polis tarafından aranmaktadır ve polis bu adamla tanışıklığı dolayısıyla Blum’u da suçlar. Bu süreçte Blum’un suçlu çıkarılması için medya da elinden geleni yapar. Bizim ulusal gündemimize hiç yabancı olmayan olaylar peş peşe gelir romanda ve Blum’la birlikte yakın çevresindekilerin de hayatları altüst olur.
Heinrich Böll politik ve aktivist bir yazar. Bu romanı da onun dünya görüşünü, toplumsal sorunlara yaklaşımını çok iyi yansıtıyor. Bunu yaparken de didaktik bir yöntem seçmiyor yazar. Doğrudan bir mesaj vermek, politik bir tez sunmak kaygısına düşmeyip mesajı hikayeye taşıtıyor. Çok sade, çok da kısa olan hikaye derinlemesine betimlemeler ve karakter tasvirleriyle süslenmeden olaylar üzerinden akıyor ve olay örgüsü Böll’ün mesajını okura gayet güçlü iletiyor.
Kolay okunan, akıcı bir roman. Politik roman sevenlere tavsiye ederim.
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.