Aklınıza gelen en hassas konuları düşünün. Hani şu arasında ince bir çizgi olan... Ne bilim mesela aşk ile nefret, yaşam ile ölüm, cennet ile cehennem... Genelde bunun gibi zıt kavramlar gelir aklımıza ama aslında birbirine yakın kavramlarda daha fazla karşılaşırız bu durumla. Yazar kitapta ana tema olarak dindarlık ile bağnazlığı, yaşama sevinci ile pasif intiharı, umut ile kırılganlığı birbirinden ayıran sınırı, ince bir çizgiden ibaret bu karanlık köprüyü; elindeki cam bir kavanozda ateş böceklerini, ağzındaki kaşıkta bir yumurtayı kırmadan geçmeye çalışan, ev ile iş arasında denge kuramayan ve bu yüzden evliliği kopma noktasına gelen başarılı bir hakim olan Fiona Maye ile tedavisi için yapılması gereken (Aksi ölümcüldür.) kan naklini dini inancı gereği reddeden, lösemi hastası bir çocuk olan Adam Henry arasındaki ilişki üzerinden anlatırken tali yollardan da başka birçok zor meseleye, insanın kendi içinde çelişki yaşamadan karar vermesinin imkansız olduğu zor soru(n)lara değiniyor. Kitabın film senaryosunu andıran hareketli bir anlatımı var ki zaten 2018'de "The Children Act" adıyla beyaz perdeye aktarılmış. "Çocuk Yasası" Ian McEwan'ın okuduğum ikinci kitabı, daha önce "Yabancı Kucak"ı okumuştum. Anladığım kadarıyla yazarın anlatımından ziyade anlattıkları, daha doğrusu olay örgüsü dikkat çekiyor. Hafif hareketli, güncel kurgu severlere tavsiye ederim. Sizce, Fiona Maye o karanlık köprüyü yumurtayı kırmadan geçip cam kavanozdaki ateş böceklerini Adam'a verebilecek mi, ateş böcekleri sağ kalacak mı yoksa yolda tüm ışığını harcayıp sönecek mi ya da Maye çizgiyi geçtikten sonra sevinç çığlığı atarken mi yumurtayı düşürecek? Keyifli okumalar.

Çocuk YasasıIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 20232,717 okunma

··

72 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Barış Emre