Gönderi

Ali Galip'in Çabalarının Boşa Çıkması
Padişahın Elazığ Valiliğine özel görevler ve özel maiyetle gönderdiği Ali Galip adında karışık bir adam ve ona uyan Sivaslı Hürriyet ve İtilâf Fırkası idarecileri, Sivas Valisine vazifesini hatırlatarak onu, Mustafa Kemal'i hemen tevkife, ellerini arkasına bağlayarak İstanbul'a göndermeye zorlarlar. İstanbul'a, yani Padişaha, Bekirağa Bölüğü Zindanına, Kürt Mustafa Divan-ı Harbine! Fransızların, İngilizlerin eline! Malta'ya ve belki de bir âsi olarak darağacına! Valilik odasında her kafadan bir ses çıkar. Bu sırada Mustafa Kemal'le yanındakiler, yollarda göze çarpmamaya çalışarak Sivas'a yaklaşmaktadırlar. Nihayet Sivas-Tokat yolunda ve Sivas'ın az ilerisindeki Nümune Ziraat Çiftliği önüne varılır. Nümune Çiftliği, Paşa Fabrikası, oralarda birer bozkır mesiresi gibidir. İşte tam o dakikalardadır ki, Mustafa Kemal'in Tokat'tan, hem de Ordu Müfettişi sıfatını kullanarak çektiği telgraf, Sivas Valisinin eline verilir: "Geliyorum!..." Vali sarsılır. Elindeki telgrafı, karşısında, hâlâ Mustafa Kemal'i tevkif için atıp tutan ve Padişahın özel yetkilerini taşıyan Ali Galip'in eline sıkıştırır: -İşte geliyor, buyur tevkif et!... Ali Galip sapsarı kesilir. Birden yüzgeri eder: -Efendim, ben tevkif ederim dediysem, kendi vilâyetimde olursa tevkif ederim dedim. Yani malumaliniz... En doğru cümleyi gene Sivas Valisi söyler: -Madem ki tevkif edemiyoruz, öyleyse buyurun karşılamaya çıkalım...
Sayfa 49 - RemziKitabı okudu
·
6 görüntüleme
SİKLOPENTANOPERHİDROFENANTREN