Gönderi

446 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
ZİHNİN DÖKTÜĞÜ KABUKLAR...
William Faulkner 25 Eylül 1897 yılında ABD nın Mississippi eyaletinde dünyaya gelmiştir. İlk gençlik yıllarında şiire merak salmış olsa da 23 yaşında vazgeçer bu sevdasından. "Şiirin söylemek istediklerime uygun olmadığının farkına vardığımda mecramı değiştirdim. Yirmi bir yaşındayken şiirlerimin çok iyi olduğunu düşünürdüm. Yirmi iki yaşında fikrim değişmeye başladı. Yirmi üç yaşındaysa şiir yazmayı bıraktım. Ama yazılarımda şiirsel nitelikleri kullanıyorum. Neticede düzyazı da şiir." Böyle söyleyerek yönelir romana, öyküye... Bir yandan da okur ve iş bulur. Posta müdürü olarak çalışmaya başlar. Mississippi Devlet Üniversitesi'nde özel öğrenci olarak bir yıldan fazla zaman geçiren Faulkner, daha sonra posta müdürü olarak döndüğü bu üniversiteden mesai saatlerinde kitap okuduğu için işten atılır. Kendini bütünüyle yazılarına verme fırsatı bulur, kendi deyimiyle, posta pullarıyla uğraşmaktan kurtulmuştur. Eserlerinin genel teması, beyaz- zenci ayrımı içinde debelenen iyi kötü bireylerdir. Ona göre insan ayrım gözetmeksizin insandır. AĞUSTOS IŞIĞI Olayların değil, kişilerinin piskolojik kronolojisi sunar bize Faulkner. Onun eserlerinin benimce en tatlı yanı, inandırılması çok zor , durgun, kıpırtısız o inatçı insanların iç betimlemesini yaparken , bu kahramanların dış dünyalarında gerçekleşen olayları da bir o kadar başarılı bir şekilde, ilişkili kişinin iç dünyasına yansıtabilmesi. Ve bunu yaparken anlatmak için yapmaz, onu bize göstermek için yapar. Kitabındaki kahramanların içini görürüz. Bunalımını, inatçılığını, bazen de umutla yolculuğunu... Christmas kitaptaki modern İsa ' dır. Damarlarındaki kan yarı beyaz yarı siyahtır. Rengi beyaz olsa da damarında o kan olduğu için kendini hep dışlanmış hisseder. Beyazın yanında siyah, siyahın yanında beyazdır. Yaşam onu bir toz bulutu gibi savurmaya daha o doğmadan karar vermiştir. Yetimhanede büyüyüp, yine aynı güçlü inatçı bir adam olan McEachern' ın yanına evlatlık olarak verilir. Tanrının emirlerini zorbalıkla dayatan McEachern, Christmas ' ın zorlu yaşamının ve buhranlarının, yetimhaneden sonraki en belirgin sebebi olur. Olayların içindeki belirgin diğer kahraman da Lena dır. Ve o inatçı münzevilerden biri de odur. Aslında iki karakterin birbiriyle alakası yoktur. Sadece belirli zamanlarda aynı yerlerde bulunmak dışında. Aforoz papaz Hightower da yine neyi niye yaptığı anlaşılması zor karakterlerden. Çok görünmese de oldukça sağlam bir karakter kitap içinde. Daha birkaç karakter i özetlemek de gerek belki ama tadı kaçmasın. Özetle söylemek gerekirse, Faulkner'in en sarsıcı romanlarından biri. Cümleleri öyle çapraşık , kelimeleri öyle karmaşık ki okurken biraz zorlanabilirsiniz. Ancak kesinlikle es geçilmeyecek bir kitap. Benim elimde Cem Yayınları 1968 basım kitabı vardı. Böyle zor kitapların, yazım, dizgi açısından daha iyi yayınevlerinden okunmasını tavsiye ederim. Ve izlemek isteyen olursa Faulkner' ın bir konuşmasını buraya bırakıyorum İyi okumalar... youtu.be/QJVGZ6718Ag
Ağustos Işığı
Ağustos IşığıWilliam Faulkner · Cem Yayınları · 1983255 okunma
··
161 görüntüleme
Çiğdem Zeynep Fırat okurunun profil resmi
Türkü söyleyen otlar... Kitabınıda konu itibariyle tavsiye ederim!
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.