Çobanoğlu, "biz"im şiirimizin dönemimizdeki imge ustası olsa gerek. Alışılmadık bağdaştırmalar, bazen zihninizi zorlasa da bu şairin özgün tarafını oluşturuyor aslında. Ayrıca kelime noktasında bol miktarda sapma mevcut. Beğendiğim birkaç mısrayı bırakıyorum buraya:
tepesinde tek Allah toplusunda tek mermi
Uygur Türkü bir bebek farlara bakan kedi
çıldırmış uğultuda duyuyorlar apaçık
işiteni olmayan kamçı gibi sesini
sen şiir sanıyorsun kan geliyor ağzından
(Beşeri Hoyrat)
Şunu bil ki devletlüm, şair ölürken bile
Sana doğru dinelmiş orta parmağa benzer
(Şair Meslek Lisesi)
Türkiye ağır yüktür bilmeyen ne bilesi
(Amasyalı Uzman Çavuşun Semiz Eşkıyaya Şöyle Bir Baktığıdır)
Öz budun koynundaki kuttan utanıyorum
(Utanıyorum)
tutsak olan kişiye emdiği göğüs haram
savaşta kan, toyda al ve barışta süs haram
vuruşmayan bir dile eyittiği ses haram
Türkçeden, öz dilimden, ondan utanıyorum
namussuz ayakların çiğnenir yeri olduk
kızıl kanı çalınan yoksulun teri olduk
şuncacık itten pusmuş bir bölük börü olduk
sesimizi işitmez dağdan utanıyorum.
(utanıyorum)
gitsin ne gidecekse on otobüs son tren
söz etmiş bir şairi öldürmez öldürmeyen
(Bir ki üç)