Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

280 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bir kitabı beğenmemizi belirleyen etkenlerden en önemlisi belki de ondan ne beklediğimiz. Wittgenstein felsefesine giriş yapmak için bu kitabı okudum, biraz da hayatını öğrenirim ve bu kafamda neyi neden söylediğine dair bir çerçeve oluşturur, diye düşündüm. Bu beklentimi de kısmen karşıladığı için daha yüksek bir puan veremiyorum. Baştan sona okumak yerine belli başlı bölümleri okusaydım kitabı çok daha fazla sevebilirdim. Yazarlar, Wittgenstein’ın protagonist Popper’ın ise antagonist olarak konumlandırdıkları bir felsefe toplantısını merkeze alıyorlar. Felsefeye olan duruşları farklı olan bu iki felsefeci tartışması sırasında işler kızışmış ve Wittgenstein’ın kızgın maşayı eline alıp odadaki insanları endişelendirmiş. Bu olay gerçekten o kadar önemli mi (bence değil) anlayamasam da yazarlar odada bulunan herkesten ve olayla ilgili söylenen her şeyden bahsediyor. Bir noktadan sonra bu çok sıkıcı hale gelse de diğer noktadan dümdüz bir Wittgenstein biyografisinden çok daha çekici. Çok kolay okunan bir kitap, roman niyetine bile okunabilir, ciddi ciddi felsefeden bahsettiği sayfaları toplasak otuz sayfa eder mi bilmiyorum. Wittgenstein’dan bahsettiği kadar Popper’dan da bahsettiği için aslında bir çift okuma sayılabilir. Bu iki felsefecinin sosyo-ekonomik arka planlarını karşılaştırarak anlatmışlar. İkisi de Viyana Yahudilerinden olduğu için kitapta üç bölüm de Avrupa’da (Hitler başa geçerken) Yahudi olmak ya da olmamak konusunu merkeze alıyordu. Aynı zamanda kitapta Wittgenstein’la ilişkisi olan Russel, Keynes, Klimt, Freud, Ayer, Einstein gibi birçok farklı isimden de bahsediliyor. Bir noktaya kadar eğlenceli olsa da bir noktadan sonra gereksiz olduğunu düşündüğüm çok fazla dedikoduvari bilgi yordu. Eleştirebileceğim bir diğer nokta da başta belirttiğim gibi, yazarların sürekli Wittgenstein’ın ne kadar da etkili (ve tabi ki zeki) bir felsefeci olduğundan bahsederken, Popper’ın etkisinin çok sınırlı olduğundan bahsetmeleri; Popper’ın kendini abartması, maşa olayında yalan mı söyledi, çok kaba bir insandı filan derken iyice gömmüş olmaları bana hiç de objektif gelmedi. Kitabın olumlu bir yanı olarak ise birçok felsefecinin ve felsefi akımın kafamdaki tarihsel şemada yerine oturmasına çok yardımcı olmasını söyleyebilirim. Daha önce farklı felsefe kitaplarından doğrulamacılık nedir yanlışlamacılık nedir diye okusam da bunun birbirleriyle etki tepki olarak nasıl geliştiğini ya da çöktüğünü anlamamı sağladı. Wittgenstein’ın birinci ve ikinci dönem felsefesi hakkında da yüzeysel bir bilgim oldu.
Wittgenstein'ın Maşası
Wittgenstein'ın MaşasıJohn Eidinow · Yapı Kredi Yayınları · 201831 okunma
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.