Gönderi

352 syf.
·
Puan vermedi
Kitap titiz bir çalışmanın ürünü. 18 bölümden oluşuyor. Benim gibi tarihe amatörce ilgi duyan birisi için her bölüm aynı ilgiyi uyandırmadı. En beğendiğim bölümler, İttihadçılar Alman ve İngiliz Yanlısı Mıydı?; Balkan Harbi; İttihadçılar ve Birinci Dünya Savaşı; İttihadçılar ve Ermeni Meselesi ve İttihadçılık, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele oldu… Kitap bir asırdır ülkenin kahir ekseriyet tarafından tabiri caizse her türlü melanetle suçlanan İttihad ve Terakki Cemiyeti’ni ve özellikle de önde gelen üç ismini yeniden anlatmayı amaçlıyor. Küçükkılınç, yanlış anlamadıysam kendisini halen İslamcı olarak tanımlayan bir yazar olarak kendi camiası başta olmak üzere pek çok çevrenin hilafına tezler geliştiriyor. Neler mi diyor? Mesela, aynıymış gibi telakki edilen Jöntürklük ile İttihadçılığın aynı olmadığını anlatıyor. İttihadçılığın da homojen bir fikir hareketi olmayıp, adeta bir koalisyon hali taşıdığını ancak ortak hususun ‘Rumeli Türkiye’sinin ve dahi vatanın elden gidişini önlemek olduğunu’ söylüyor. İttihadçılığın fedailikle özdeşleştirilmesinin yanlış olduğu iddiasında. Aslında entelektüel seviyesi yüksek bir teşekkül olmasına rağmen memleketin içinde bulunduğu şartlar nedeniyle fikirden çok eylemle uğraşmak zorunda kaldıklarını belirtiyor. Muhafazakâr camianın Abdülhamid’e ‘kusursuzca’ bakışının yanlış; Enver, Cemal ve Talat Paşalar için söylenen ‘ülkeyi batıranlar’ gibi iddiaların ise iftira olduğu kanısında. İTC’de tek adam yönetiminin olmadığını ama Kemalizm’de dolayısıyla Mustafa Kemal’de bunun çok bariz bir şekilde olduğunu iddia ediyor. Küçükkılınç’a göre Milli Mücadelenin bütün altyapısı ve neredeyse yine bütün kadrosu İttihadçılardan müteşekkil idi. Kitapta Yavuz ( Göben ) zırhlısının harbe olan etkisi, Anadolu’yu kaybetmemek için harbe girilmesi mecburiyeti, Ermeni tehcirinin Milli Mücadeleye katkısı gibi tezlere kesinlikle katılıyorum. İsmail Bey’le tanıştığımızda ve lütfedip kitabını bana imzaladığında ‘en ağır eleştirileri yapabileceğimi’ ifade etmişti. Ancak ben öyle en ağır eleştirilerden yapmayacağım. Çünkü son yıllarda şuna iyice iman ettim ki, insan değişir; değiştikçe bakış açısı da değişir. Bu nedenle ben İTC dönemini sadece anlamaya çalışıyorum. Kesin hükümler veremiyorum çünkü yanılma ihtimalim yüksek. İTC ile ilgili görüşüm ise içinden çıkıp geldiğim milliyetçi camiaya yakındır. Sayın Küçükkılınç, İTC’yi aklamak demeyeyim ama hakkını teslim etmek istemiş. Bu takdire şayan bir durum lakin bu sefer de ‘neredeyse haklarındaki her olumsuzluk iftira ve yalanmış’ gibi durum ortaya çıkmış. Yani kitap ‘şurada hataları var, şunlar doğru’ yerine ‘tamamen masumlar’ tezine kaymış sanki. Bir de içinden geldiğim milliyetçi camianın Atatürk’e bakışı da bellidir. O sadece Mustafa Kemal değil, Mustafa Kemal Atatürk’tür. İsmail hocanın hiç kullanmadığı bir ifade yani… Dediğim gibi, ben aciz bir okurum; konuyu öğrenmeye çalışıyorum. Döneme ilgi duyanlar için sıra dışı fikirlerin de olduğu bir çalışma olmuş; tavsiye ederim.
Jön Türklük ve Kemalizm Kıskacında İttihadçılık
Jön Türklük ve Kemalizm Kıskacında İttihadçılıkİsmail Küçükkılınç · Ötüken Neşriyat Yayınları · 201629 okunma
·
46 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.