Gönderi

382 syf.
1/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
mgh nereye kadar?
Sanırım 2005 yılıydı, kendisini daha iyi tanımak adına bu kitabı satın aldığımda; ki o dönemlerde, sert dili ve korkusuz duruşuyla diğer öğrenci arkadaşlar arasında popüler olduğunu anımsıyorum. 23 yazısından sadece 3’ünü okuyup yarım bırakmışım. Ne öncesini bilirim ne de sonraki yıllarda takibimde olmuştur. Aklımda hep o dönemlerin yüzü kalmış. Son halini görünce çok şaşırdım. Aradan geçen 15 yıldan sonra, iyice yıllanmıştır diye düşünerek heyecanla tekrar başladım okumaya. Yıllanmış şarap beklerken, çok kötü bir tatla karşılaştım. Başından beri çürükmüş. Küf tutmuş. Büyük bir sabırla tamamladım. 23 yazıdan sadece bir tanesini hatta bu yazının sadece bir sayfasını beğendim diyebilirim. Bu sayfada, kendisinin de bahsi geçen bir kitapta, kendisini eleştiren Kaan Arslanoğlu’nun (hiç duymadığım bir yazar) kendisini nasıl eleştirdiğini 13 maddede belirtmiş cevaplarını verebilmek için. Kaan Arslanoğlu eleştirlerini çok yerinde buldum. Hatta Nihat Genç’in cevapları bile bu eleştirileri doğrular nitelikte. Örneğin, Kaan Arslanoğlu, “Öykülerini hiç beğenmedim.” demiş. Nihat Genç buna 2-3 sayfa cevap yazıyor yine yürüyen kan misali. Kaan Arslanoğlu’nun eleştirilerinden biri var ki, işte Nihat Genç için düşünüp de bir türlü söze dökemediğim en doğru eleştiri bu dedirtti bana. “Tabancanın namlusu sürekli oraya buraya dönüyor. Sarhoş elindeymişcesine ve hedef her an şaşabilir gibi duruyor.” Dağdan kopan bir kaya misali. Yuvarlanıyor. Önüne ne çıkarsa ona çarpıyor. Çarptıkça yıkıyor, yıktıkça parçalanıyor, sekiyor, yön değiştiriyor ve yine çarpıyor. mgh bi yere kadar. Sonuç olarak yapıcı değil yıkıcı bir yazar olduğunu düşünüyorum. Umarım bu küçük incelememle, bu gariban okuyucuya yani bana da çarpmaz.
Nöbetçi Yazılar
Nöbetçi YazılarNihat Genç · Cadde Yayınları · 200631 okunma
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.