Bu incelemeyi kitabı okumamış,başlayıp yarı da bırakmış ya da başlamaya cesaret edememiş kitap severlerimiz için motivasyon amaçlı yazmak istedim inşallah bir faydası olur Romanımız klasik roman okurları için bir çok yenilikle karşımıza çıkmakta.Alışılmışın dışında bir teknik ve kurgu ile içiçe geçmiş üç öyle yer almakta romanımızda.Bunlar; Tutunamayanlar kitabının öyküsü,Turgut Özben'in öyküsü, Selim Işık'ın öyküsü.Sonun başlangıcı adlı ilk bölümde Turgut Özben'in kaybolduğu haberiyle aslında romanın sonunu başlangıçta öğrenmiş oluyoruz.Bu bölümü bir gazetecinin ağzından dinleriz.Ikinci bölüme geçtiğimizde yayımcının bir açıklaması ile karşılaşırız.Kitaptaki olayların bütünüyle hayal ürünü olduğunu ve kişilerin gerçekten yaşamadığını belirtir.Böylece Oğuz Atay bizi gerçeklikten soyutlayarak bir oyunun içine atar. Bu yazınsal oyuna üst kurmaca denir.Postmodern eserlerde kullanılan bir tekniktir bu Romanın ana omurgasını Turgut Özben'in hikayesi oluşturur.Gazeteciye gönderdiği dosya da Turgut Özben arkadaşı Selim'in intiharının sebeplerini araştırmak için yaptığı yolculuğu anlatır.Bu yolculukta Selim'i tanıyan çoğu birbirinden habersiz insanları bulur ve onlardan Selim ile ilgili yazılı veya sözlü her türlü bilgiyi toplayarak bu dosyaya ekler.Bu arada Turgut'ta gelişim ve değişim içindedir.Önce kendi kendine konusmaya başlar sonra Olric adını verdiği benliğinin yeni yüzü ile bir nevi ikinci Özben ile konuşmaya başlar.Turgut'un içsel gelişimine şahit olduğumuz bu yolculuk aslında Turgut'un Selimleşmesi sürecidir. Romandaki Selim karakterine gelecek olursak ; çocukluk yıllarından itibaren yaşadığı toplumla uyuşamayan,çevresiyle arasına duvar ören biridir Selim.Dış dünya ile örtüşmeyen karakteri yüzünden içine kapanır.İçinde bulunduğu düzenle uyum sağlamayan,küçük burjuva değerlerine ve yaşam biçimine inanmayan,bu yüzden toplumun dışına düşen,kitaplara sığınan bir aydındır o.Yani bir tutunamayandır.Durmadan kendi ile hesaplaşır, yaşamın anlamını gerçek değerleri arayan biridir.Arkadaşlarının onun hakkında söylediklerinde ortak bir nokta var.O da sanatsal oyun merakı Romanda o kadar çok gönderme ,o kadar çok iğneleme var ki...Bir çok bilim dalına ait d terimleri ,açıklamaları okumak yorucu oluyor.Yazarin amacı da bu zaten.Çünkü yazarımız kolay okunan bir roman sunarak okuyucuya hakaret etmiş olursunuz görüşünde.Bu kitap eleştirmen Berna Moran tarafından söyle açıklanmıştı; "Hem söyledikleri, hemde söyleyiş bicimiyle bir baş kaldırıdır" Kitabı en güzel anlatan da bu cümle Kitabı okumak istiyorsanız kendinize sessiz sakin köşe seçin.Kitapla uzun süre başbaşa kalmaya hazır olunVe araya zaman ya da başka bir kitap girmesine izin vermeyin Bu incelemenin inşallah üzerinizde olumlu bir etkisi olur

TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062k okunma

··

33 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nisanur Kuzu