Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

İHTİLÂL-İNKILAP
Mustafa Kemal, Meclisin önüne bir ihtilâlci olarak ve bir ihtilâl nutkuyla çıkmamıştır. Bu nutuktaki görüş ölçülerinin hepsi, hukuk ve mantıktan kuvvet almaktadırlar. Ortaya konulan sistem, millî iradeyi, milletin varlığına hâkim kılmaktır. Milletin bütün kuvvetlerini teşkilâtlandırmaktır. Meşruluğu, yasama gücünü ve kanunları temel saymaktır. Bu ise ihtilâl demek değildir. Bu sistemde, uzun süreli bir inkılâbın tohumlarıyla ilkeleri vardır. Fakat ihtilâlin asla... Çünkü ihtilâl, cebir ve zor yoluyla anî bir ayaklanıştır. Ya azınlığın çoğunluğa ya çoğunluğun azınlığa karşı öyle anî bir vuruşla, öyle sorumsuz bir hâkimiyet kurmasıdır ki, bu olay, toplumun yapısında sosyal veya ekonomik bir değişiklik meydana getirmeden siyasî bir iktidar değişikliği şeklinde kalır. Şu halde ihtilâl, kısa süreli ve geçicidir. Zaten ihtilâl, uzun süreli bir gelişmeye ve toplumun yapısında yalnız siyasî bir idare değişikliğine değil, sosyal ve ekonomik temel değişmelere de geçerse, o zaman bu bir inkılâba çevrilmiş demektir. İhtilâl biter ve inkılâp, toplum yapısında, bazen yıllarca, on yıllarca işleyerek temel değişmelere girişir.
Sayfa 259 - RemziKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.